Behçet Fakihoğlu

İngiltere'de üniversite öğrencilik yıllarımda televizyonda, kısaca "Holokost" denilen onlarca "Yahudi Soykırımı" belgeseli izledim.

Bir süredir Kuzey Kıbrıs'tayım. İmar edilmemiş, köy görünümünde şehirleri var. Sanırım Kıbrıs Devleti'nin bölündüğü günden bu yana taş üstüne taş koymamış Kıbrıslı Türkler. Şehirlerin imarı gibi toplumu hırpalayan problemlerin çözümünü de erteledikçe ertelemiş ya da Türkiye'ye havale etmişler. Çok sıkıştıkları takdirde eğreti çözümler üretmiş, böylece sıkıntıları üst üste biriktirmişler.

Profesör ve doçentlerde olduğu gibi yardımcı doçentler, araştırma görevlileri, öğretim görevlileri, okutmanlar ve uzmanlara da iş güvencesi hakkı verilmelidir.

1. Metrobüs duraklarına alternatif çıkışlar yapılmalıdır. İstanbullunun ulaşım problemine büyük ölçüde çözüm getiren Metrobüs'ün duraklarında ne yazık ki çile devam ediyor. Yoğun kalabalıklarda, araçlardan inme binme zor ve sıkıntılı oluyor, duraklara giriş ve çıkışlarda büyük problemler yaşanıyor.

Peş peşe gelen hastalıklar, 18 yaşındaki Atanur Aydın'ın hayatını alt üst etti. Daha 3 yaşındayken lösemiye yakalanan Atanur, tedavisi sırasında Hepatit B ve C hastalıklarının pençesine düştü, bir süre sonra da kalçasında kemik veremi olduğu ortaya çıktı.

Küresel ısınma; su, hava ve çevre kirliliği giderek dünya gündeminin birinci sırasına oturmaktadır. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da düzenlenen 5. Dünya Su Formu bana Malthus teorisini çağrıştırdı. Yani topraklar sabit, hatta erozyonla azalmakta; yer altı kaynakları ve su tükenmekte; nüfus ise artmaktadır. Talebeliğimde bu teori kafamı çok meşgul etmişti. Şimdi herşey ayan beyan ortada.

Yakında bir hanım şarkıcı ülkemizi bir yarışmada temsil edecek. Nedense bilimsel konular dışında bu tür organizasyonlara milletimiz genelde çok fazla ilgi duyuyor.

Bizde hâlâ araştırma görevlisine asistan denir. Akademik dünyanın en alt basamağında yeni mezundan doktora yapmışa kadar 5-10 sene boyunca çalışmak durumunda kalan yüksek lisans ve doktora öğrencileridir.

Başbakanımızın danışmanı Ömer Dinçer, bir kitabının ilk baskısında Prof. Dr. Tamer Koçel'in kitabından yaptığı alıntıların birine kaynak göstermeyi unutmuş ama fark edilen yanlışlık sonraki baskılarda düzeltilmiş.

Adalet Bakanlığı'na;

Maliye Bakanlığı'na; Yıllık gelir vergisi ödemek ve beyan vermek için bulunduğum ilçe merkezindeki vergi dairesine gittim. Beyanda bulunacağımı söyledim. Oturduğum yer başka ilçede olduğu için, oradaki vergi dairesine gitmem gerektiği belirtildi. Her günümün ve işyerimin olduğu yer bu ilçe idi. Diğeri sadece gece kaldığım yer idi. Ve uzaktı. Yaklaşık yarım saat sonra oturduğum yer vergi dairesine gittim.

Ülkemizde atama bekleyen 200 bin öğretmen bulunmaktadır. Bir türlü çözüm bulunamıyor. Kadrolu, sözleşmeli, vekil ve ücretli olmak üzere okullarımızda öğretmenlerimiz dört farklı statüde görev yapmaktadırlar.

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) gelirinin büyük kısmı sağlık harcamalarına gitmektedir. SGK'nın bütçeye daha fazla yük olmaması için emeklilik yaşı yükseltiliyor, ödenecek prim gün sayısı çoğaltılıyor.

Seçimler demokrasinin vazgeçilmezidir. Halkın iradesi bu şekilde yansır. Ama mahalli seçimleri fazla abartmadık mı? Gördüğüm kadarıyle, bu seçimde çok fazla masraf yapılmaktadır. Kişilerin ve hazinenin yaptığı bu abartılı harcamalar milli servetten gitmektedir.

Sadece seçimden seçime yüzünü gördüğümüz bazıları, seçimlerin yaklaştığı günümüzde boy göstermeye başladılar.

Yaz saati uygulamasıyla saatlerin 1 saat ileri alınarak, güne erken başlayıp, gün ışığından daha çok faydalanılacağı mâlumdur.

2004 yılında hazırlanan kanun gereği, 5 yılda bir yenileme eğitimi ve sınavına alınacak 200 bine yakın aktif güvenlikçinin, kurs ve sınavı başaramamaları halinde, işlerinden olmaları söz konusu oluyor. Kendileri dışında hiçbir meslek grubunda böyle bir şey olmadığını savunan özel güvenlikçiler, "Bu, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı" diyerek itiraz ediyor.

Güzel Türkçemiz, yıllardan beri başka dillerin (başta İngilizce'nin) istilası altındadır. Bu istila özellikle son 10-15 yıldır hızla artmaktadır. Kısım kısım gerçekleştiriliyor bu istila. İnternet deyimleri, bilgisayar deyimleri, turizm deyimleri, otelcilik deyimleri denilip böylece sinsi bir yöntemle dilimiz mahvediliyor. Maalesef, bu kötü gidişat engellenemiyor ya da engellenmiyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı'na; Geçtiğimiz hafta Bakırköy Belediyesi'nin, "94. Yılında Çanakkale Şehitlerini Anmaya Gidiyoruz" programı çerçevesinde, Tarihî Gelibolu Yarımadası'ndaki geziye katıldım.

İçişleri Bakanlığı'na; Genel ve Mahalli İdareler seçimi yapılıyor ve seçimde görev alanlara devlet 180 TL ücret ödüyor. Fakat ücret ödenmeyen tek personel, Kaymakamlık personelidir.