Hasan Sarıçiçek

Daum'un dehası, Türkiye Kupası finalinde Karaman'ın oyununu bozmaya yetmedi. Dağ gibi Beşiktaş, Bursa Atatürk Stadı'nda hocasının taktik yanlışları ve yetersiz oyuncuları yüzünden Kocaelispor önünde, tuzla buz oldu.

Levent Kızıl, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi... Genç, fevri, aklına geleni, gözünü budaktan sakınmadan, olduğu gibi söyleyenlerden... İnönü Stadı'nda Kızıl'a Beşiktaş'ın yıldız meselesini sorduk... Levent, küplere bindi...

Soruyorum arkadaş? Haziran ayında oynayacağımız; Kosta Rika ve Çin takımları, G.Kore'den çok daha mı kötü? Hayır, en az bu takım kadar mücadeleci onlar da... Yol yakınken, önümüzde fırsat varken, titreyip kendimize dönelim...Bochum'daki saç - baş yoldurmayı bir daha tekrarlamayalım...

Tam, "Kartal değil fırsat uçuyor!.." diye cümlemizi konduracaktık ki, Beşiktaş'ın mutlu - mutsuz çocuğu Ahmet Dursun sahneye çıktı... İlhan'ın asistliğinde, usta vuruşla bir anda Beşiktaş'ın tüm olumsuzluklarını silip attı... Yerine, bayram coşkusunu koydu...

Beşiktaş Kulübü'ndeki seçim yarışı, Türkiye'deki büyük değişimin aynası... Geçen kongreyi kılpayı farkla kaybeden Hasan Arat'ın yürüttüğü kampanyadaki incelikler... İktidara yönelik iğnelemeler... Bugünkü hayâl kırıklıkları ve geleceğe dönük ümit mesajları... Kelimenin tam anlatımıyla Amerikanvari...

F.Bahçe-Malatyaspor maçında tribünler Mesut Yılmaz'ın, ben de Mustafa Denizli'nin sarı-lacivertli takımda görevine son verenlerin kulaklarını çınlatıp durdum. Öncelikle birşeyi vurguluyalım. İstiklal Marşı'na saygısızlık olmaz. Ne yazık ki, dün F.Bahçe Stadı'nı dolduranlar siyaset uğruna böyle bir kusur işledi.

Gel de yanma, arkadaş!.. Roma'yı komaya sokmak varken, basit savunma hataları yüzünden pişmiş aşa su katıp, işi uzatıyoruz. Olacak şey mi, şimdi bu? Yazık!

Şaşılacak birşey yok. Cesaret korkuyu bir kere daha yendi... G.Saray-Beşiktaş derbisine maçın en sönük adamı Fleurquin damgasını vurdu! Hem de büyük gecenin kahramanı Myhre'yi affedilmez bir kafa golüyle avlayarak.

Telafisi olmayan bir maçtı; dün gece Türkiye Kupası'ndaki Denizlispor ile Beşiktaş arasındaki yarı final karşılaşması...

F.Bahçe güç bela bir maç daha kazandı. Ama yiğidin hakkı yiğide. Sarı-lacivertliler dün gece oynadığı futbolla ilerisi için hiç ama hiç güven veremedi.

Madde 1... Artık spor yazarlığı keyif vermiyor. Madde 2... Stadı arena, futbolu da gladyatörlerin savaşı gibi görmek insanda nefret duygusu uyandırıyor. Basın tribününün "Amigolar tribününe" dönmesinden ve pozisyonların da tutulan renklere göre yorumlanmasından utanıyor, sıkılıyor ve hayıflanıyor sağduyulu insan.

Önce şunu söylemek isterim... Süper Lig'deki Beşiktaş'a kötü günlerinde "yükseliş" teşhisini ilk koyan birkaç kalemden biri bu satırların yazarı...

Muhteşem olabilirdi dün gece... Skor, oyun ve uyum açısından... Fakat, yine özel bir maçta, yine basit hatalardan boyumuzun ölçüsünü aldık... Oyunda istekli görünsek de, skor ve uyumda sınıfta kaldık.

Futbolun cilvesi dün gece de G.Saray'ın şanına şan, keyfine keyif kattı. Rizespor'a da koca, ağır bir tokat attı. Ali Sami Yen Stadı'nda Ümit Karan ile Oumar'ın havadaki trencilik oyununu hakem Ali Uluyol, "penaltı" diye değerlendirdi.

Üç adam dünkü Beşiktaş-Bursaspor maçına adını yazdırdı.Bunlardan ilki ve en önemlisi, Beşiktaş'ın yeni kalecisi Asper'di. Kaledeki duruşu, pozisyonları takibi, yan toplara çıkışı ve rakiple karşı karşıya kaldığı anlardaki soğukkanlılığı ile yediği gole rağmen herkesten tam not aldı İsveçli kaleci.

Bir Doğan Seyfi vardı!... Yıldızı çabuk parladı... Herkesin "İşte o çocuk!" diye parmakla gösterdiği bir anda nazara mı geldi ne, elim bir kaza ile aramızdan ayrıldı.

Trabzonspor-Beşiktaş derbisi, Süper Ligi'n ikinci yarısına damgasını vuran ilk süper maçtı!.. Oyun da, sonuç da bu süperliğe yakışır kalitede olmalıydı...

Sezon başlarken Kocaelispor benim şampiyon adaylarım arasındaydı. Bu takıma hocası, teknik kadrosu ve yönetimiyle çok inanıp güven duymuştum. Dün geceki kadar hiç hayâl kırıklığına uğramadım. Teknik direktörlüğüne inandığım Hikmet Karaman'ın sahaya çıkardığı Kocaelispor daha maçın başında mağlubiyeti özümsemiş durumdaydı.

Düşünüyorum da... Ham hayallerin peşinde koşuyormuşuz gibi geliyor bana bir çok şey!..

Klasik bir ifadeyle "Futbol nankör bir oyun. Bu oyunda dün yok, bugün var" diyerek Mustafa Denizli'nin başına gelenleri özetlemek pekala mümkün. Ama, hayır!..