Hasan Sarıçiçek

G.Saraylılar barut gibi, kibrit çalsanız alev alacaklar. "Biz, G.Birliği'ne yenilerek şampiyonluğu F.Bahçe'ye hediye eden bir teknik adam istemiyoruz! Hagi gitsin, kim gelirse gelsin!"

Bıçak sırtında bir karşılaşmaydı Ankaragücü - F.Bahçe mücadelesi.

Şu bir gerçek, 5-1'lik hezimet F.Bahçeli oyuncularda büyük travmalara yol açtı. Birincisi özgüvenleri kayboldu, mental olarak bugün eskisi kadar iyi değiller. Daum'un bunu bir an önce düzeltmesi ve yeniden ekip ruhuna inanmalarını sağlaması şart.

Biri Ribery, diğeri Necati'den iki şut! ..Ve 25 dakikada, Rüştü'nün ''şut zaafı''na yenik düşen F.Bahçe'nin 22 yıllık kupa hasretinde yaşanan tek kelimelik acı son:

Ölü toplar!.. Hayat iksiri olmaya devam ediyor F.Bahçe için!.. Her zamanki gibi Alex ortalıyor!.. Lokum gibi top....

Trabzonsporlular zehir zemberek!... Hafta boyu mail ve telefon bombardımanına tuttular. Vay efendim nasıl olur da "F.Bahçe kazanmayı hak etti" diye yazarmışım? Cem Papila'nın Trabzonspor'dan maçı alıp, F.Bahçe'ye verdiğini görmemiş miyim?

Kaç kişi yazacak bilemem!... Ama dünkü F.Bahçe - Trabzonspor maçında çıplak gözle gördüğüm bir hakem hatasıyla bir penaltıyı anlatarak yazıya başlayacağım!

Hafta sonu, Ankaralı meslektaşlar ve Gençlik ve Spor eski Genel Müdürü Tevfik Sarpkaya'yla hasret giderdik. "Türk sporunu el birliği ile bitiriyoruz" dedi Tevfik abi.

Kolay değil... F.Bahçe gibi büyük bir marka olmak... Kolay değil, ''Efsane'' sıfatını taşıyabilmek... Hele hele Samet Aybaba gibi kurt bir teknik adamın elinde şekillenen taş gibi Ankaraspor'a karşı maç kazanacak etkili futbolu oynayabilmek kolay değildi.

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan bey doğuştan futbolcu... Spora da sporcuya da yakın...

Final tadında bir maç!.. Nefes nefese geçen 90 dakika... Uzatmalar ve penaltı atışları... Ne ararsan mevcut...

Çırağın fendi az daha ustayı yeniyordu. F.Bahçe'nin ilk yarıdaki 10 hücumuna karşı Beşiktaş iki kontrataktan iki gol çıkarıyor ve devreyi Kadıköy'de 2-1 önde kapatıyorsa siyah - beyazlılar bunu öncelikle çiçeği burnundaki hocaları Rıza Çalımbay'ın zekâsına borçlular.

Şu günlerde en çok muhatap olduğum soru şu: "Derbiyi kim kazanacak? F.Bahçe mi, Beşiktaş mı?" Tahminlerime güvenirim, görüşüm şu: Bu derbi sabaha kadar sürse de sonuç berabere biter. Çünkü, Beşiktaş aşırı rahat... Kazanmak için risk alacak ama tedbiri de elden bırakmayacak.

Lamı cimi yok... Şu 90 milyon dolarlık takımın hocası, F.Bahçe'nin hocası Daum teknik adamlar içinde bir numara...

Futbolun güzelliği sürprizlerde saklıdır. Kazanırsınız, kaybedersiniz. Ama kayıplardan ders çıkarıyorsanız mesele hallolmuştur.

Zor ve gerilimli bir maçtı Kayseri - G.Saray karşılaşması. İlk gerilimi maçtan önce Hagi başlattı. Cep telefonunu paltosunun cebinde unutan ve kafileyi karşılayan kalabalığa otobüsten "Hırsız var, telefonumu siz çaldınız. Kim aldıysa getirsin" diye bağıran Hagi, Kayserililer'i gerdi.

Hani, olacak şey değil ama yine de bizimkisi birazcık fantezi işte! Şu asırlık çınar olan G.Saray Kulübü, tarihi rakibi F.Bahçe'yi şampiyonluk yarışında durdurmak için harekete geçse...

Milli Takımımız'ın 2006 Dünya Kupası elemelerinde 5-2 mağlup ettiği Gürcistan'ın nasıl bir ülke olduğunu biliyor musunuz?

Ne gül ne de kadife, Gürcistan'da bu defa ay-yıldız devrimi yaşandı. Tiflis'te gün boyu yağan yağmur, akşam Lokomotiv Stadı'nda A Milli Takımımız'ın futbol fırtınasına dönüştü.

Mühim olan neticeyse, dün Milli Takımımız amaca hizmet eden bir oyun oynadı. İlk 5 dakikada 2-0 öne geçti ve maçı kafasında bitirdi. İşte o andan itibaren, o ilk 5 dakikada 2 gol yiyen Arnavut Milli Takımı oyunun hakimi oldu. A Milli Takımımız'dan daha fazla top çevirmeye başladı. Cesaretlenip kalemize gelmeye başladı ve o gelişler, Milli Takımımız'ın savunma zaaflarını ortaya çıkardı.