Kemal Belgin

Neresinden başlasam ki... Önce buradan... Fenerbahçe'nin, sözüm ona, elektrikli geçmesi beklenen mali genel kurulunu FBTV'den izlemeye hazırlandım Pazar kahvaltısı sonrası...

Takvimler 6 Haziran 2009'u gösteriyordu. Yani daha ne maç vardı, ne de Nihat ortalıklardaydı.

Geçtiğimiz hafta G.Saray kaptanı Arda'nın, sezon başı forma gösterisi sırasında yaptığı yorumu (!) internete taşıyan kimse ona teşekkür ederim.

Fenerbahçe'nin Uruguaylı futbolcusu Lugano, Gaziantepspor maçından sonra, "Türkiye'de kurallar bana uygulanmıyor" biçiminde yakındı.

Bülent Ünder çok iyi dostumdur, kardeşimdir. Bir zamanlar Tercüman'da sorumluluk aldığım dönemde neredeyse her gün uğrar, maçlarda yazılarını yazardı.

Futbol Federasyonunun en tepesine üç isim birden oturtan ve bunda da bütün uyarılara rağmen ısrarcı olan Bosna Hersek, FIFA ve UEFA tarafından bütün uluslararası müsabakalardan men edildi.

Bu meslekte 43 senedir varım. Aklımın erdiği kadarıyla da neredeyse 60 yıldır bu havayı koklarım, yaşarım.

Harflerin açılımı tabii ki Vakıf Bank-Güneş Sigorta-Türk Telekom... Yani Avrupa'nın voleyboldaki en büyük kupasının sahibi...

Fenerbahçe'nin 13 asbaşkanından (nerede görülmüşse) biri olan Avukat Şekip Mosturoğlu, Trabzonspor-Beşiktaş demeç işbirliğine salladı da durdu geçtiğimiz hafta...

Öteden beri, daha doğrusu bu sezonun ta başından beri gerek televizyondaki programlarımda, gerekse de bu sütunlarda, Trabzonspor'un mutlaka ama mutlaka çift ön libero ile oynaması gerektiğini, şayet bir arıza yoksa, bunların Selçuk ve Ceyhun olması gerektiğini öne sürmüştüm...

Her kafadan bir ses çıkmaya devam ediyor. Kimileri Schuster'in kovulmasını isterken, Beşiktaş Yönetimi devam kararından yana...

Hacettepe Üniversitesi Rektörü dostum Prof.Dr.Uğur Erdener, Taurasi meselesi ile ilgili yaptığı açıklamada özür dileme erdemini gösterdi.

Şu bizim Hamit Altıntop... Yani Alman eğitimli çocuğumuz, futbolcumuz...

Serdal Adalı patlayıverdi. Neymiş, Abitoğlu takımı yakmış... Olmaz Sayın Adalı! Hakem sizi o gün, hem de gelecek maç için kurtardı.

Şöyle bir hafızamızı yoklayıp, günümüz spor medyasının Haluk Ulusoy, Levent Bıçakcı için neler neler yazdıklarını bir hatırlayabilsek.

Neymiş efendim, Adnan Polat derhal istifa etmeliymiş...

Türkiye Basketbol Federasyonu, bir bayan maçında dört sporcudan alınan ve doping testine tabi tutulacak numunelerden bir takımınkini Köln'e gönderiyor, diğer takımınkini Hacettepe Üniversitesi laboratuarında analiz ettiriyor.

Ne de güzeldir, "Körlerle sağırlar birbirini ağırlar" deyimi...Nereden mi çıktı? Şuradan; Sayın Adnan Polat son gazını vermek adına Galatasaray Televizyonunda, hem de şifresiz, Ali Kırca ve Mehmet Ali Birand'la söyleşti.

Aziz Yıldırım, ilk yarının bitiminden bu yana televizyonlar arasında tur atıp duruyor. En son da NTV'de, sağ kollarından Şekip Bey'le arz-ı endam etti.

Aziz Yıldırım, Sivassaspor'la oynanan maçın da devre arasında, bundan önce defalarca yaptığı gibi hakem odasını basarak, Yunus Yıldırım'ın "Halini hatırını" sormuş. Sonuç mu? 21 güncük hak mahrumiyeti ve 30 bin TL para cezası... Yani hikâye!