5 Ağustos 2003
Keşf ve ilham delil mi?
Dînimizde, rüya, keşf ve ilhâm; dînimizde kesin delil değildir. Çünkü, bilgisini şeytânın karıştırmadığı kimse yoktur. Peygamberlere bile karışabileceği, hattâ karıştığı hâlde, evliyâya karışmaz olur mu? Nerde kaldı ki, acemi tâliblere karışmasın. Şu kadar var ki, Peygamberlere "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" şeytânın karıştırdığı, haber verilir ve yanlış doğrudan ayırt olunur. Nitekim Hâc sûresinde, "Allahü teâlâ, şeytânın karıştırdığını değiştirir. Sonra kendi âyetlerini, sağlam olarak bildirir" meâlindeki âyet-i kerîme, bunu beyân etmektedir.
Evliyâya, şeytânın karıştırdığını haber vermek lâzım değildir. Çünkü velîler, nebîlerin izinde yürümektedir. Bunlar, nakli esas alırlar Peygamberlerin bildirdiğine uymayan ilhamlarını red ederler, kıymet vermezler. Fakat, Peygamberin dîninin bildirmediği, doğru veya yanlış demediği bilgilerin doğrusunu, eğrisinden ayırmak güçtür. Çünkü ilhâm zannîdir, şübhelidir. Dünya ve âhıret saadetlerine kavuşmak, İslâmiyete uymakla olur. İslâmiyetin bildirmediği şeyler, ehemmiyetli değildir. İnsanlara, ehemmiyetsiz şeyleri yapmak emir olunmadı.