Selin Dilmen

Sabahları yataktan kalkıp bir fincan kahvenin kokusunu duymak büyük zevk benim için. O kahve kokusunda, yarınlara ait bir umut bulurum. Geçmişin sıkıntılarını silen, geleceğe neşeli gözlerle bakan bir iyi niyet saklıdır fincanda.

Suudi Arabistan'ın Güney Asir bölgesinde aniden bastıran kar fırtınası nedeniyle panik çıkmış.

İstanbul. Sultanların şehri, payitahtın başkenti, alınmasıyla tarihin akışını değiştiren eşsiz güzel...

Koskoca bir senenin yarısını bitirmiş olduğumuzun farkında mısınız?

Hatırlar mısınız, seksenli yıllarda böyle bağırırdık eğlenirken. Henüz öğrencilik yıllarımızdı. Başımızda kavak yellerine ilaveten aklınıza ne gelirse esiyordu keyifle.

Teknokratlar, demokratlar... Akıllar, fikirler, önermeler, tartışmalar, sürtüşmeler... Sizin anlayacağınız her zamanki Türkiye işte!

Etli patates yemeğini sever misiniz? Nereden çıktı bu soru diye söylenmeye başlamayın hemen.

İsyan Günlerinde Aşk bitti. Bittiğine üzüldüğüm kitaplardan birisi olarak zihnimde iz bırakarak... Daha önce de yazmıştım, son derecede başarılı bir kitap.

Yaz sıcaklarının hiçbirimize acımadığı şu günlerde bir yandan sağ kalmaya çalışırken diğer yandan da tavla öğreniyorum.

Arada bulutların arasına saklanmak suretiyle kendisini özletmeyi akıl eden güneşi bugün daha fazla seviyorum. Rahmetli anneannem huzurun formülünü 'mesafe' olarak verirdi.

Hani sebepsiz sevinçler vardır tıpkı sebepsiz sıkıntılar gibi. Hiç bilmezsiniz nereden çıktığını ama orada, yüreğinizin ortasında duruyordur öylece.

Kaderde bu sözleri işitmek de varmış. Ne kadar üzücü, incitici bir durum. Üstelik gerçek. IMF Başkanı Köhler'in ifadesi bunlar bildiğiniz gibi. Başbakanımıza gönderdiği mektupta özellikle altının çizilmesi gereken cümle!

Memleket meselelerinin hepimizi tükettiği itici günler yaşıyoruz. Artık haber jeneriklerine bile tahammüllüm kalmadı.

'Suyun suya benzemesi gibi, geçmiş de geleceğe benzer.'

Sonunda başardılar! Öyle ya da böyle devam eden bir sanatçı evliliğini daha mahkeme safhasına getirdiler.

Geçmiş zaman şöhretleri dolaşıyor gözümün önünde birkaç gündür. Bir dönem çok meşhur olmuş, bu saltanatın ömür boyu süreceğini sanmış fakat beklenmedik bir anda unutuluvermiş bazı yüzler.

Kıskançlık, çok yakından tanıdığım bir duygu değil. Hani birilerinde, sizde olmayan bir şeyler vardır da haset edersiniz; çok insana ait bir zaaftır ya, işte o bende yoktur.

Fazla müzik dinlemiş olmanın yol açtığı keyifli fakat yorgun baş ağrısını çekiyorum. Dışarıda, bu mevsim hayali bile kurulamayacak serinlikte ve grilikte hoş bir hava, içeride kendim ve ben varız.

Yıllar var ki televizyonda komiklik seyretmedim. Birilerinin zorla insanları güldürmeye çalışmasını hep itici bulmuşumdur.

Hafta sonu geldi işte. Yabancılar tatil işini çok ciddiye alırlar, bilirsiniz. Tam çalışabilmek için tam dinlenmenin şart olduğunu düşünürler ki ben de bu görüşe katılıyorum. Gerçi katılmam, son üç yıldır tatile çıkmamış olduğum gerçeğini değiştirmiyor ama olsun. En azından teorik olarak tatilin kıymetini biliyorum.