Ünal Bolat

"Bunlar komutanlarının emrinden dışarı çıkmıyorlar. Allah yolunda canlarını seve seve veriyorlar..."

"Bunlar komutanlarının emrinden dışarı çıkmıyorlar. Allah yolunda canlarını seve seve veriyorlar..."

"Günler ağır aksak, hiç geçmiyor gibi. İçimde yaralar dinmediğinden midir nedir? Yaşamak bu değil, ya nedir?.."

"Eşimle beraber ben de şaşırmıştım. Şehidin eşi benim eşimin şaşırdığını anlayıp anlatmaya başladı..."

"Yusuf'un eşinin, eşimle ilkokuldan arkadaş olacakları aklımın ucundan bile geçmezdi."

"Biz çayları içerken içeriye mutfak kısmından sarışın, yakışıklı ve bizden biraz küçük bir çocuk girdi..."

"Bir düğün olduğunda kimse beni davet etmez. Bir etkinlik olduğunda hiç kimsenin kadrosunda yerim olmaz. Kimsenin aklına gelmem..."

"Annesinin karnını kendi elleriyle doyuruyor... Yiyeceğini içeceğini özenle hazırlıyor onu el bebek gül bebek yatağında istirahat ettirdikten sonra işine gidiyordu..."

"Bana iki kişilik kitap seti getirdiler. Bedelini ödeyip aldım. Paramın tamamını vermiştim."

"Dilediğine dilediğini derecesiz veren ihsan sahibi Rabbim beni o gurbette çaresiz bırakmadı..."

"Bu sabah da namaza kalkmıştı ama kahvaltıda birbirimize şaşkınlığımızı söylüyorduk..."

"Sadece "Herkes aynı yöntemle tez hazırlıyor" dedi. Arkasından da hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı"

"Dekanın odası önünde bir masa hazırlanmış, üstleri örtülmüştü. Taze börek ve çörekler mis gibi kokuyordu."

"Bir başka ülkeye hayranlık duymak ve kendi ülkesini küçümseyen aydın olmak değil amacım"

"Özbek atalarınızın meşhur bir sözü var: 'İstanbul'u görmeyen, dünyaya gelmemiş sayılır."

"Hanımı ve iki kızı büromuza geldiler. Üçü de üniversite mezunu imiş. Muhtaç ve mazlum oldukları her hâllerinden belli oluyordu."

"Yaşadığımız olaylar sebebiyle Diyarbakır'dan ayrıldığımıza ve dolayısıyla teröre bulaşmadığımıza çok şükrediyorum..."

Çarşıda müdür beyle karşılaştım ve sordum: "Beni hatırladınız mı? Filanca gün mülakata giren kimseyim..."

"Furkan... Ağlama Paşam... Söz, yarın geleceğim... Sana top alacağım tamam mı? Hadi sil gözünün yaşını Paşam..."

"Muhasebede on bin liranın üzerinde bir hesap çıkıyor... Hasta yakınları donup kalıyor."