Yılmaz Öztuna

Yargıya havale edilmiş bir hükûmet, devlet işlerini ve milletin sorunlarını aksatmamak için, hararetle çalışıyor. Bıkkınlık, güceniklik, endişe gibi duygulara kapılmak, işleyişi yavaşlatır. Türkiye'nin ve iktidarın aleyhine olur. Yargıya havale keyfiyetinin, dış ülkelerde, Türkiye'nin meselelerini askıya almak temayülü oluşturması hâlinde de Türkiye keza çok zarara uğrar.

Millî iradenin tecelligâhı olan Yüce Meclis'imizin açılışının 88. yılındayız. 23 Nisanı aynı zamanda dünya çocukları için bayram şeklinde kutluyoruz. Çok yerinde bir girişimdir.

Putin, "hayalim" dediği Asya-Amerika tünelini gerçekleştirmeye karar verdi. Yakın dostu, dünyanın en zenginlerinden, Chelsea İngiliz futbol takımını bile satın alan Roman Abramoviç, projeyi yürütmeyi kabul etti. Abramoviç'in 20 milyar doları var. Tünel ise 50 milyara çıkacak.

Türk milliyetçiliğinin büyük isimlerinden Ayvaz Gökdemir'in Ankara'da 66 yaşında vefatı, dostlarını çok üzdü. Gaziantepli bir Türkmen ailesinden gelen Gökdemir'in son yılları birbiri ardı sıra hastanelerde ağır operasyonlarla geçti. Yılmadı. Faaliyetlerinden geri kalmadı.

Evvelsi hafta, kara kuvvetleri komutanımız Orgeneral İlker Başbuğ'un Hindistan genelkurmay başkanını Delhi'de ziyareti dikkatleri çekmişti.

Türk-Amerikan Konseyi (ATC) yıllık toplantısı Washington'da yapıldı. Bazı konuşmalar dikkatimizi çekti. ABD dışişleri bakanı Miss Condoleezza Rice, AK Parti davasını yakından izliyoruz.

Türkiye'de p.c. (kişi başına) millî gelirin 10.000 doları aşması ve iştirâ (satın alma) paritesinin 12.000 dolara yaklaşması açıklanınca, milletçe büyük sevinç yaşadık.

Türkiye, Yunanistan'la beraber Avrupa Birliği (Ortak Pazar) üyeliği için müzakereye davet edilmişti. Biz, 10 yıl müddet (!) istedik! Onlar ortak, biz pazar geri zekâ mahsulü slogan Türk milletine, bilgelik şeklinde yutturuldu.

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve genişlemekten sorumlu üye Finlandiyalı Olli Rehn'in Türkiye'yi ansızın ziyaretleri epey yankı buldu. Hem bizde, hem dünyada.

Avrupa Birliği, Türk Ceza Yasası'nın Türklüğe hakaretle ilgili yeniden düzenlenen mahut 301. maddesini hiç beğenmedi.

Putin'den 8 ay sonra, Bush da Ocak 2009'da 8 yıllık başkanlık müddetini dolduracak.

Geçtiğimiz cumartesi günü ABD Başkanı George Bush ile Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, Karadeniz'in doğu sahilinde Soçi şehrinde buluştular. Son derecede iltifatkâr sözler teati ettiler. Güzel vaadlerde bulundular. Putin, çok işlek İngilizce'si ile dikkat çekti, Rusça konuşmadı.

Dünkü yazımda, 'Anayasa Mahkemesi iddianamedeki bütün talepleri kabûl ederse Türkiye ne hâle gelir?' olmayacak ihtimalinin gerçekleşmesi hâlinde boşluğa düşeceğini söylemiştim. Şimdi aksi ihtimali gözden geçirmek istiyorum.

Anayasa Mahkemesinin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesinde taleb edilen cezaların tamamını kabul ettiği ihtimalini -böyle bir ihtimal olmamakla beraber- ele alalım.

Romanya, 1878'de Osmanlı Türk imparatorluğundan ayrılarak bağımsız oldu. 1945'te komünizmin amansız pençesine düştü. 45 yıl bu pençenin zebûnu yaşadı. Çavuşesku yönetimini ve diktatörün 3 Romanya kralını (1881-1946) gölgede bırakan ihtişam hevesini hatırlayınız...

Bükreş'te toplanan NATO zirvesi, NATO tarihinin de zirvesidir. 59 yıldır NATO, hiç bu kadar kalabalık devlet ve hükümet başkanı ile bakanı bir araya getirmedi.

Anayasa Mahkemesi'nde iktidar partisi hakkında dava süreci başladı. Temennimiz kısa sürmesidir. Kısa süreç dahi birkaç aydır.

Okuyucularım gözden kaçırmamışlardır, krizden bu yana ben bu sütunda darbe kelimesini kullanmadım. Ancak Sayın Başbakanımız darbe çığırtkanları diyerek kavramı telaffuz edince, mesele kalmadı.

Gerçek bir politik kriz yaşayarak mart ayını sona erdirdik.

Türkiye'deki baş örtüsü anlaşmazlığının parti kapatma teşebbüsüne doğru gelişme serüveni, dış ülkelerde ilgiyle izlendi, izleniyor, izlenecek.