Behçet Fakihoğlu

AK Parti Hükümeti çok önemli kararlar alıyor. Milletimiz için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar, daha iyi bir Türkiye için didinip çalışıyorlar... Bunun böyle devam edeceği de anlaşılıyor.

Kapkaç, hırsızlık, tinerci saldırısı, cana kast olayları aldı başını gidiyor. Büyük şehirlerdeki vatandaşlar sokağa çıkmağa korkuyor. Dehşet verici olaylar her gün gazete ve televizyon haberlerini işgal etmekte... Basına yansımayan, ara sokaklardaki vatandaşı adeta esir alan olaylardan haberi olan var mı? İnsanlar adeta sindirilmiş, evinden çıkamıyor...

İETT Genel Müdürlüğü'ne; Yakuplu'da İhlas Marmara Evleri'nde ikamet etmekteyim. SSK'dan emekli bir vatandaşım. Tek kelime ile söylemek gerekirse mükemmel bir sitede oturmaktayım. Hayatımdan memnunum.

Bu seneki "Öğretmenler Günü"nde de yetkililer süslü nutuklarla bu çilekeş insanlara seslendiler. Çeşitli problemler dile getirildi, ilginç kutlamalar yapıldı. Bütün bunlar yeterli mi? Laf yerine icraat yapılsa daha faydalı olmaz mı? İşte, Antalya-Serik Anadolu Lisesi İngilizce Öğretmeni Yunus Şentürk'ün başından geçen ve mağdur olmasına sebep olan ilginç hikayesi:

Her sabah gazete sayfalarındaki cinayet haberlerini okudukça; bir insan, ya da bir ülke için can güvenliğinin ne denli önemli olduğunu hissetmemek mümkün değil..

Kamu sektöründe çalışanlara emsallerinden fazla ödeme yapılması büyük bir haksızlıktır. 3.5 milyon insan işsiz beklerken, asgari ücretle bile çalışmaya razı iken, bazı kurumlarda aynı işi yapan normal "memur" vasıflı elemanlara 550 milyon verirken, yine aynı işi yapan "işçi" vasıflı elemanlara bunun 2-3 katı maaş verilmesi anlaşılır gibi değil.

Bazı firmalar Türkiye'de yaşayan insanların dini inançlarını hiçe sayarak, domuz derisinden yapılmış malları satıyor. Benzer örneklerin gıdada da olduğu çok söylendi. Kimsenin ne sattığı bizi ilgilendirmez.

Emeklilerin vergi iade zarflarını yıl sonunda bir defada teslim etmeleri, ilk bakışta iyi gibi görülse de; birçok emekliyi zor durumda bırakacağı aşikârdır.

İnsanlarımızın mübarek beldelere ilgisi gittikçe artıyor. Hacca gidemeyenlerin bir kısmı da umre seyahatiyle Mekke ve Medine'ye gitmekte. Rağbetin günden güne artması, bu alanda da birçok seyahat firmasının faaliyet göstermesine yolaçmış.

Uzun bir süre, hem görevim dolayısıyla, hem de emekli olduktan sonra Amasya'da ikamet ettim. Bir tutku olarak avcılık ve balıkçılığa (amatör olarak) özel ilgim vardır. Denizlerde fazla avlanamadığım halde, Türkiye'mizin birçok karasularında balık avladım ve hâlâ devam etmekteyim.

SSK'dan dul veya yetim aylığı alıp, sonra da primlerini ödeyerek Bağ-Kur'dan emekli olanların maaşlarının SSK tarafından kesildiğini ve ödenmiş olan miktarın da faiziyle birlikte istendiğini birkaç defa yazarak, mağdurların hislerine tercüman oldum.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu'nun dikkatine; Sizlere SSK yetim aylığı kesilen 400 bin dul bayan emekli adına sesleniyorum: Ben SSK'dan babamın üzerinden yetim aylığı alıyordum. Daha sonra Bağ-Kur'dan isteğe bağlı emekli oldum. Her iki kurumdan da maaş alıyordum. 2003'te çıkarılan SSK Kanunuyla SSK yetim aylığım kesildi. Bana geriye dönük olarak 20 milyar lira ödeme emri gönderildi.

Sayın Başbakan'ın dikkatine; Gereken inceleme yapılmadan çıkarılan CMUK (Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu), halkımızın canına ve malına zarar veriyor.

Ramazanın son günlerinden birinde, takriben iftardan1.5 saat önce Üsküdar'da idim. Üsküdar iftar feribotunda iftarını yapmak için zamanından çok önce kuyruğa girmiş insanların sayısının çokluğu beni oldukça etkiledi.

Tedbir almak için illa birilerinin ölmesi veya sakat kalması mı gerekiyor? Bu kadar duyarsızlık olur mu? Kamyon devrildikten sonra gösterilen yolun kıymeti var mı?

Ben, anne ve baba tarafından CHP'li bir aileden gelmekteyim. Evimizde bol miktarda İnönü fotoğrafları bulunur. Bir zamanların Akşam ve Demokrat İzmir gazeteleri okuyucusuyuz. Babam bir ilçenin CHP başkanı idi... Ama ben gün geçtikçe CHP'den uzaklaştım. Çünkü bu partinin halktan ne kadar kopuk olduğunu anladım. Halkın partisi değil de, adeta her şeye muhalif parti. Her şeye muhalefet yapacağım derken halkı da incitiyor, halkın içindeki taraftarlarını da zor durumda bırakıyor.

Yurt dışında çalışan vatandaşlarımızdan Türkiye'de de emeklilik hakkı kazananlar bugünlerde çok dertli. Öfke ve pişmanlık dolu mesajlar peş peşe gelmekte. Çıkan kanunlara, mevzuata uygun bir şekilde, bütün şartları yerie getirerek SSK'dan emekli olmuş, yıllardır maaş almakta olan vatandaşların maaşları bazı gerekçelerle kesiliyor; yıllardır ödenmekte olan maaşlar da faiziyle geri isteniyor.

Dr. Mehmet Nazım, Ahıska Türkü, şimdi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. 1974'te Orta Asya Pediatri Tıp Üniversitesi'nden mezun olmuş, Özbekistan'da, Ukrayna'da, Rusya Federasyonu'nda merkezi cerrahi kliniklerde birkaç defa torako-abdominial cerrahisinde ihtisas yapmış... 3 defa (1983, 1988,1993) Cerrahi Derece Tespit Sınavı'na girmiş.

Hükümet, iş başına geldiği günden beri yolsuzlukların üzerine gidiyor, rüşvet, usulsüzlük ve diğer gayrimeşru eylemlere karşı mücadele ediyor. Ama bu mücadelenin meyvesi henüz tam olarak alınamadı. Yılların kronikleşmiş çarpıklıkları vatandaşın canını yakmaya devam ediyor.

Polislik mesleğinde zaman mevhumu pek yoktur. Devlet Personel Başkanlığı'nın, "657'ye tabi bütün memurların haftada 40 saat çalıştırılması" şeklinde tamim ve genelgesi var. Ama uygulamada maalesef böyle olmuyor ve 70 saatlere varan uygulamalar yapılabiliyor. Dayanak ise, "PVSK, Polis 24 saat görevlidir, mülki amir vb. isterse görev verebilir vs. vs." Halbuki 24 saat görevli olan, Polis Memurları değil, Polis Kurumudur.