Engin Atay

Aşırı hızın insanların başına ne kadar büyük felaketler getirdiğini biliyoruz. Ama Beşiktaş, bu 'trafik canavarı'nın farkına varamadı.

Dün gece iki kere şaşırdım.1) G.Saray'ın rezalet futboluna...

İkisinin de toprağı bol olsun... Futbol son 7 ay içinde iki kurban daha verdi. Kamerunlu Foe'yle Macaristanlı Feher... "İki kurban daha..." dedik...

Yol açıldı... Cem Papila ile başlayan "büyük" ayaklanma dün Bülent Uzun'un Mondragon'u atmasıyla devam etti.

Hey gidi be.... Samsunspor maçına başlamadan önce F.Bahçe'yle arasında tam 8 puan fark vardı. Şimdi 2 puana kadar düşebileceği hesaplanıyor. Eğer Kartal'ın hükmen yenik ilan edilmesinin dışında üç puanı da silinirse olacakları varın siz görün...

İnsanın başına ne gelirse meraktan derler ya, dün gece resmen uyku tutmadı! "G.Saray, Diyarbakır'da ne yapacak?"

Çok değil daha 3-4 yıl öncesine kadar herkes UEFA Kupası'nı kazanmasından sonra G.Saray'ın Türkiye'deki her kulübe asgari 10 yıl fark atacağını konuşuyordu.

Acayip sıkıntılı günlere girdik... Ne maç var, ne zam, ne de transfer... Fanatikler, maçlar başlasa da kılıçlar kınından çekilse diye sabır küpü oldu...

Aşırı ishalden şikayetçi biri Samatya Sosyal Sigorta Hastanesi'ne gider. Ama bürokrasiden dolayı belgeleri karışır ve kahramanımızı yanlışlıkla psikiyatri servisine havale ederler.

Süper Lig'de 4 mevsimi bir arada yaşıyoruz! Beşiktaş'la yaz, F.Bahçe'yle ilkbahar, G.Saray'la sonbahar, MHK'yle kış dönemindeyiz...

Ne yani siz hâlâ annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz? Ya da şöyle sorayım; siz hâlâ G.Saray'ın Elazığ veya Elazığ gibi takımlardan daha üstün olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Aşk, arzu, hırs, şantaj ve cinayet taşlarıyla döşenmiş bir haftaydı. Bazıları için lig artık çıkmaz sokak... G.Saray gibi, Elazığ gibi, Rize, A.Gücü, Bursa, Adana gibi... Bu yolculuk nereye? Hiç soruyorlar mı kendilerine?

Bu Fatih hoca acayip şakacı, futbolcuları da çok güldürükçü vesselam... Maç yabancılarla olunca futbol topuyla akraba gibiler, yerlilerle oynayınca yedi sülale yabancı..

Beşiktaş; Mercedes, F.Bahçe; Murat 131, G.Saray; hani o 72 model tosbağalar var ya, motoru arkada...

Öyle bir atmosfer vardı ki, ben bile havalara girmiştim...

G.Saray'ın durumu GSM hattında sıraya girmiş müşteriye benziyor. "Sayın müşterimiz... Beklettiğimiz için özür dileriz.

Kâbus dolu bir haftaydı... Salı Almanlar salladı... Saniyeler kala Ümitlerimiz'i bitirdi... Çarşamba'yı Letonya aldı, Portekiz'e giden yolu kesti...

Denizlispor mutlu olmak adına G.Saray'a yapmadığı işkenceyi bırakmadı... Metin Tokat 'düt' dedi, Horozlar, 'düütttt...' diye ötmeye, Aslan'ı geri geri ittirmeye başladı...

Sakızı ağzında gevşetir gibi gevşettiler çocukları... Medyadan bahsediyorum. Letonya'yı adam yerine koymayan medyadan...

Bezgin, gevşek, hımbıl... Yetmedi devam ediyorum; içi geçmiş, mızmız, miskin... Dahası da var; uyuşuk, tembel, üşengeç...