Rahim Er

İran reisicumhuru Mahmud Ahmedinecad İstanbul'da. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuğu. Bazı medya unsurlarında misafir cumhurbaşkanı, rejimi, ağırlamanın Ankara'da olmaması fena halde yerilecektir.

Rusya Federasyonu-Gürcistan Harbi, belki bölge ve strateji uzmanları için sürpriz olmadı ama geniş kitleler, böyle bir çatışma beklemiyordu. Önce Gürcistan, muhtar/otonom cumhuriyet olan Güney Osetya bölgesine tedip etmek/terbiye vermek maksadıyla girdi. Osetya, zaten Moskova'ya güvendiği için Tiflis'e dikleniyordu. Putin, bu güveni boşa çıkarmadı. Şaakaşvili'ye "terbiye öyle verilmez, böyle verilir" dercesine Gürcistan'ı çok fena sarstı...

İmparatorluk üstünlüğünü kaybetmiş milletlerin sonraki zamanlarda bu günleri unutmaları kolay değildir. Çarlık Rusya'sı bir imparatorluktu, Sovyetler Rusya'sı başka imparatorluk. Rus milletinin bu şansı kaçırmasının üstünden daha 20 yıl bile geçmemiştir. Mihail Gorbaçov ve Vladimir Putin bu 20 yıl içinde Rusların yetiştirdiği iki önemli devlet adamı oldu. Biri ömrünü doldurmuş geniş bir coğrafyayı Rusların lehine en az kayıpla tasfiye etti, diğeri Rusya Federasyonunu eski kudretine yükseltmek için ne lazımsa yapmakta.

İran Cumhurbaşkanı, Türkiye'yi ziyaret edecek. İran'la rejimlerimiz farklı. Dini inanç ve uygulamalarımız da farklı. Fakat komşumuz. Asırlardır aramızda ihtilaf yok. Herkesin inancı, rejimi, farkı kendine. Irak işgalinden sonra İran'la ABD zaman zaman burun buruna geldiler.

Türk mülki amirleri "Güngören dehşetini kanlı örgüt yaptı, buna şüphe yok diyor", Almanya ise "hayır, bir başkası olabilir" itirazında.

Özal öncesinde bir vatandaş, ancak 3 yılda bir yurt dışına çıkabilirdi, bunu normal sanırdık. Cebinde bir paket yabancı sigarayla yakalanan kaçakçılıktan mahkemeye verilirdi, normal sanırdık. Hiçbir itibarı kalmamış TL'nin itibarını korumak için klasörler dolusu mevzuat vardı, bunu normal sanırdık. Yüzde 70 enflasyonla yaşamış olmayı normal sandık. Dünyanın hiçbir gazetesinde bizdeki gibi çıplaklık olmadığı halde bunu da normal sandık. 23 milyon km2'den 770 bin km2'ye düşmeyi normal sandık.

Bingür Sönmez Hoca, ekibi bir dakika durdurmadı. Kars Kalesinden Bardız Şehidliğinden, 3100 metre yükseklikteki Allahüekber Dağlarına, ismini koyma şerefine nail olduğumuz Bayrak Tepe'ye kadar onlarca şehidliği ziyaret ettik. Burada da Hafız Hakkı Paşa, Enver Paşa gibi isimler havada uçuşup durdu. Kur'an-ı kerimler okundu, Sümer Ezgü ağıtlar yaktı. 3000 Metre yükseklikle kendi gibi ismi de yüce Allahüekber Dağlarından Çanakkale'ye, Galiç'ya'ya, Yemen'e, Kanal'a ve diğerlerine Fatihalar yolladı.

Bir yıl olmadıysa da yakındır, yazı ve televizyon programlarımıza yaptığı tahlillerle bizi bile şaşırtacak kadar vakıf Çanakkale valimiz sayın Orhan Kırlı ile İstanbul'daki bir fuarda karşılaşarak tanışmıştık.

Kanaat önderlerinin müşterek fikri şudur. Dâvânın iktidar partisi lehine bitmesiyle hukuk, demokrasi, aklı selim, istikrar ve netice itibariyle Türkiye kazanmıştır.

Aylardır gündemin bir numaralı maddesi olan kapatma davası nihayet hükme bağlandı. Bir kereye mahsus olarak hazine yardımının yarısından mahrumiyet mevzubahistir. AK Parti, nihayetinde bir ihtarla ak'lanmıştır. 6 hakim kapatılsın, 4 hakim hazine yardımından mahrum edilsin, 1 hakim -ki o da başkandır- dava red edilsin demiştir. Red kararının Türkiye'de, AB'de ve dünyada büyük memnuniyet uyandırdığı şüphesizdir. İçeride derin bir oh çekilmiştir. Bundan böyle piyasalar rahatlayacak, bekleyen, bekletilen karar ve yatırımlar hızlanacaktır.

Kötü niyetliler için şunu kaydedelim. Biz, Tayyip Erdoğan'ın zor zamanlarındayken yanındaydık. Bazılarının aynı fotoğraf karesinde görünmekten kaçtığı zamanlarda destek veriyorduk.

Terörist saldırının zamanlaması dikkat çekicidir. Ergenekon iddianamesinin mahkemece kabulünün hemen ardından ve kapatma davasının başlayacağı sabahın gecesinde... Akla ilk ânda Ergenekoncular mı yaptı? Diye bir soru geldi.

Dün, Sadberk Hanım Müzesi'ni ziyarete gittik. II. Meşrutiyet'in 100. Yıl sergisini görecektik. 24 Temmuz 1908'de "hürriyet, adalet, müsavat" nidalarıyla meşrutiyetin ilanı imparatorluğa, fevkalade günlerinden birini yaşatmıştı. Şu günkü kavga ve gürültülerin temelinde o günler var.

Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, Bosnalı Sırp lider Radovan Karadziç'in cuma sabahı yakalandığını açıkladı.

Eskiden okul önlerinde simit satılırdı. Gariban simitçiler okulların âdeta bir parçasıydı. Ama şimdilerde onun yerini eroinin aldığını dehşetle öğreniyoruz.

Ahmet Altan, iki hafta kadar evvel ilginç bir yazı kaleme almıştı. Yazar, dindar kitlenin demokrasiye inancını sorgulamaktaydı. Dindar insanın şüpheye yer bırakmayacak kadar samimi olmasını temenni ediyor ve bir ihtiyacını dile getiriyordu. Buna göre liberal düşünce sahipleriyle dindar insanlar, demokrasiye bağlılık, onu kayıtsız şartsız hayata geçirme konusunda iş birliği yapmalıydılar.

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parris, Türkiye ziyaretinden sonra Washington'da AK Parti'nin yaptıkları, yapamadıkları, hataları, kapatılmanın daha evvel kuvvetli bir ihtimalken son olaylarla bu ihtimalin zayıfladığı gibi konularda tahliller yaptı.

Ergenekon Terör Örgütüne ait iddianame 13. Ağır Ceza Mahkemesi kalemine tarih ve numara kaydıyla verilmişse de henüz dâva açılmamıştır.

Ülkede şiddetli bir gerilim havası var. Fırlamış tansiyonun mutlaka düşmesi lazım. Siyasi istikrar, ekonomik istikrar ve huzur buna bağlı.

Ergenekon dâvâsına dair iddianameyle alakalı açıklama, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin tarafından yapıldı. Verdiği malumata nazaran 13 aydır hazırlanmakta olan iddianame, Zekeriya Öz başkanlığındaki 3 kişilik savcılar ekibi tarafından kaleme alındı.