Ümit Aktan

Pazar gecesi bir milat olacaksa, birçok şeyin değişmesine neden olacaksa; iyi ki oldu. Trabzonspor'u cayır cayır yakan alevler şayet ortalığı aydınlatmaya da yarayacaksa, bunu yapan mağduriyetin kitabını yazan Trabzonspor olacaktır...

Bu kadar hedefsiz rahatlıktan müthiş bir maç çıkmasını beklemek zordu ama sahada olanlar maça müthiş heyecan kattı…

Mersin İdman Yurdu'ndan 3 yiyen bir kadronun Lazio gibi bir İtalyan takımını yenebilecek kadar zorlayarak adeta elinden kaçırması bir başarıdır…

Bu alemde taraftar kötü, oyuncular kötü, teknik adamlar zaten hep kötü, sahalar kötü, hakemler her maç kötü ve sadece yöneticiler iyi... Sadece onlar başarılı... Onlardan başka kimse bu işi bilmiyor... Herkes ayak bağı onlara...

Fenerbahçe özellikle Kasımpaşa'nın sağ tarafını kalbura çevirdi… Paşa 10 kişi değil, 13 kişi bile oynasa bu tempoya ve iştaha dayanamazdı…

Haftaya damgayı ülkemin topçu pazarına balıklama dalan Çin ve o büyülü 4 harfli kelimenin her kullanılışında yerinden hoplayan bir başkanın açık açık ve de ayaküstü söylemleri vurdu…

Kaleye saldırırsınız, üstünüze kızgın katran dökerler ve siz kapıyı "koçbaşı" dediğimiz kırıcı-dökücü silahınız olmadığı için kıramaz ve kaleyi zapt edemezsiniz ya…

Biz bizim ligimizi çok beğeniriz ama durmadan da diğer majör liglere imrenir dururuz... Elime geçen bir kıyaslama, bizim kendi futbolumuza bakış açımızı değerlendirmeme neden oldu...

Beşiktaş’ın hızlı, tecrübeli ve tabii ki çok hünerli adamları var, onların ağırlığıyla çeyrek finale ulaştı

Galatasaray'ın durumu hiç iyi değil... Bu gerçeği herkes kabul ediyor ve işin vahim tarafı 'dayanılmaz bir iletişim sorunu yaşayan camia kendini anlatamıyor. Durum da gittikçe bir sarmala dönüşüyor…

Tribünlerin genç şahinlerine göre Galatasaray 20 yıldır şampiyon olamıyor. 4. Yıldızı kaptırmış rakiplerine. Hiç Şampiyonlar Ligi de görmemiş ve Avrupa'dan rakiplerinin getirdiği kupaların ezikliğini yaşıyor!

Aslında eski adamlar diyorum ama bir çok yeni ‘transfer’ vardı sahada. Donk tamam..

Seminerin bir bölümünde Attila Gökçe'nin olimpik ruhu temsilen yaptığı kıyaslama, bir başka bölümünde de Kaan Ark'ın TV-bahis-denetim üzerine yaptığı değerlendirme; en ilgi çekici bölümlerdi… Gerisi genelde 'geyik muhabbeti" düzeyini pek aşamadı...

Ana fikir İsmail Dilber... Bir dernek ki sadece bir amacı var o da mensuplarının haklarını, ona o işi verenlere karşı korumak...

Hüseyin Başaran vefat etti… 2015 giderayak bir başka değeri daha aldı aramızdan… Bizim mesleğe son darbeyi indirdi ve öyle gidiyor… Her ölüm erken ölümdür ama bir eksilmek de bir başka koyuyor insana…

Sağlam ve sert ev sahibi takıma karşı Galatasaray muhallebi gibi duruyordu sahada. Takımın kırılgan yapısı ve bütün defoları apaçık görünüyordu…

Herkes gol kaçırabilir ve bu sadece bir istatistik olarak kalır… Kaçırılan bir gol tabelayı değiştirmez... Ama yenilen bir gol tabelayı hemen değiştirir...

Her tarafı arıza veren bir camia ve sıkıntılarla dolu bir kadronun böyle güçlü ve diri bir rakip karşısında üç gün arayla iki galibiyet almış olması takdir edilmelidir…

İş yine geldi 'içinde derbisi olmayan' bir yazıyı bu köşeye oturtmaya. Ben de iki demecin analizini yapıp, dün geceki maçın ardından söylenenleri size bırakıyorum. Belli ki dün gece kıyamet koptu ve ortalık toz duman! Aksi olursa ben bizim ligi tanımamışım demektir…

90 dakika boyunca hiçbir şey yapmayan Portekizli, zamanında gelen ambulans gibi sirenlerini çala çala gelip vurdu...