Fuat Bol

Ruh erozyonuna uğramış çapsız adamlar, seneler senesi sağın öncülüğünü yaptı ve kelimenin tam anlamıyla sağı, hem maddi ve hem de manevi olarak sömürdüler!..

Bütün şahsiyetleri ayaklar altına alan şey, menfaattir. Menfaat, şahsiyetin 'eğe'si gibidir; törpüler törpüler, kül-ufak eder, bitirir ve hiçbir şey bırakmaz!

Ekmeleddin Bey de pek iyi bilir ki; bizim kültürümüzde; kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir! Zira, kişi sevdiği ile beraberdir.

Bu adayla CHP, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştur. Zira, meydan yerine çıkardığı; CHP'ye göre sun'i adayın hakikisi mevcuttur ve karşı safta yer almaktadır.

Dışımızdaki şer odakları ile içimizdeki aymazların ortak bir özellikleri var.

Dışarıdakiler ve içerideki hempaları çatlasalar da, patlasalar da, bu kutlu yürüyüş sürecek ve; 'Yeniden Büyük Türkiye' kurulacaktır!

Bir tanesi, bütün siyasi partileri dolaşıp Kürtlerin partisini es geçiyor. Bu nasıl çatıdır ki, Doğusu ve Güneydoğusu yok!

Millete karşı, bozuk niyet taşıyan zihniyetten kime ne hayır gelebilir? Yapılacak tek şey, bunlara pabuç bırakmadan kervanın yola devam etmesidir...

Vefat ettiğinde, Adliye kayıtlarında 'borçlu' gittiği yazıyor! Yani, yatmadığı mahkûmiyeti vardı. Ancak, kimin borçlu, kimin alacaklı olduğu, 'Mahkeme-i Kübra'da belli olacak!

Üstad Necip Fazıl'ın doğumunun 110. Yılı Etkinlikleri, yetiştirdiği 'altın nesil' eliyle yurdun dört bir yanında icra ediliyor.

Eğitim sistemimizle solucanın boğumlarını ve kurbağanın ayaklarını bir güzel bellettik ama; deprem kuşağında yaşayan insanımıza depremden korunma çarelerini öğretemedik.

Saatin çarklarının her biri değişik tip ve ebatta olabiliyor ama; hepsinin kurulumu ve bir bütün hâlinde ahenkle çalışması lazım...

Türk'e barbar diyen Batılılara şunu hatırlatmak isteriz: Türk, gittiği diyarlardan bir şey almadı, bilakis o yerlere merkezden götürdü...

Vicdansızlar, dün olduğu gibi bugün de acıyı yağmalamak istedi! Acıyı siyasi ranta çevirmek ve onu; bitip tükenişimizin, bölünüp parçalanmamızın sermayesi addedip tedavüle soktular!

Geçtiğimiz cumartesi günü; bir hukuk skandalına daha şahit olduk. Danıştay'ın 146. kuruluş yıl dönümü törenleri; her zamanki gibi devletin zirvesini konuk etmişti. Bu cümleden olarak; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve ilgili üst düzey zevat salondaki yerlerini almıştı.

Tayyip Erdoğan ve onun takip ettiği politikalarla; yardım edilen değil yardım eden, borç isteyen değil, borç veren bir lider gördük...

Bu ülkede; kurulduğu günden beri hemen her şey ters gidiyor! Zira giyilen gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir!

Cuma günkü AK Parti MKYK'sı çok önemli kararlar aldı. Buna göre; üç dönem kuralı değiştirilmiyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca, cumhur (halk) hiç dikkate alınmadı. Rejimin kurucu partisinden başlayarak, hemen her önemli şeyin adı 'halk' olarak benimsendi ancak; bu keyfiyet, yalnızca isim olarak kaldı.

Bu Başbakan tabuları yıkıyor ve ezberleri bozuyor. Dersimlilerden özür diliyor ve Ermenilerle 'ortak acılarımızı' paylaşıyor ve taziyede bulunuyor!..