Mehmet Soysal

Sessizliğin aynı zamanda hakikatin dünyaya yayıldığı Medine kentindeydik... Kavurucu sıcağa rağmen insanlar başı öne eğik, mahçup bir ifadenin yüzlere yansımasıyla ve sessiz adımlarıyla kutsal topraklarda dolaştığına da şahit olduk... Titrek dudaklarıyla ellerini açıp Allah'ın sevgilisi huzurunda dua eden insanlar sadece af isteyebiliyordu...

Hakim ve savcı dostlarla bir araya geldiğimizde, ülkede yaşanan somut olayları anlatıyor ve kararlardaki vicdani rahatsızlığı gündeme getiriyoruz...

Yayınladığımız haberlerden dolayı defalarca mahkeme kapılarına gidiyoruz... Hukukun üstünlüğünü savunmamıza rağmen aynı hassasiyeti adalet dağıtanlardan göremiyoruz...

Mahkemeler adaletin tecelli etmesi gereken bir yerdir... Lakin, hakim ve savcıların iş yükü o kadar çok ki, adalet dağıtmaya zaman dahi yok...

Geçenlerde dostum Avukat Nusret Sarı ile adalet üzerine sohbet ediyoruz... Av. Sarı diyordu ki; - Hukukçular Derneği yaklaşık bin avukatı İstanbul'da Cemal Reşit Rey salonunda topladı ve dünyanın tüm

Başkalarına hayranlık duygularını son iki yüz yıldan beri zirvede yaşayan bir toplum ve devlet olduğumuzun, şuurundan vazgeçtik, farkında bile değiliz...

İş adamı Yılmaz Ulusoy'un ofisinde rahmetli Aydın Bolak'ın oğlu ve Meksika Fahri Konsolosu Varol Ziya Dereli Bey ile sohbet ettik...

Orta Doğu'nun hangi ülkesine gitseniz ve televizyonu açsanız, Türk yapımı dizilerin hemen hepsinin akşam saatlerinde yayınlandığına şahit olursunuz... Türkiye'de reyting rekorları kıran Kurtlar Vadisi, Yaprak Dökümü, Ihlamurlar Altında, Asi ve daha nice diziler Arapça dublajı yapılarak oynatılıyor...

Ülkemizdeki bankalar bu defa küresel krize hazırlıklıydı. Açıkları yoktu. Ama krizin kokusu çıkar çıkmaz, ülkede kriz var gibi pozisyon alıp, kredilerini geri çağırdı, aşırı faizler yükledi.

Garipleşiyoruz... Uyutuluyoruz... Ve körleştiriliyoruz... Bu hale nasıl gelindiğini ise anlamakta zorlanıyoruz... Oysa bir günün gazete haberlerine bakmak yeterli... Bir, 'Silahlar iradeyle susar' Milliyet.

Ürdün'ün başkenti Amman'a 60 km uzaklıkta ve deniz seviyesinin 465 metre aşağısında ve adeta tuz oranında dünyada birinci olan ölü deniz, yani diğer adıyla, dünyanın en alçak noktası diye bilinen Lut Gölü kenarında üç günden beri devam eden Dünya Ekonomik Forumu'nun Orta Doğu toplantıları yarın sona eriyor. Forum notlarına geçmeden organizasyon beceriksizliklerine değinmeden duramayacağım... Kırk yerde kurulan güvenlik bariyerlerinden geçmek bir dert. Askerler, 'bildiğini' okuyor... Aşırı ve abartılı protokol uygulaması katılımcılara ve gazetecilere neredeyse zulüm.

Devlet, 'güneydoğu açılımı', 'eve dönüş', 'pişmanlık yasası' adı altında belki kırk defa teröristleri dağdan indirmenin hesabını yaptı...

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen Küresel Isınma Kurultayı'nda Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Tesco İklim Değişikliği Direktörü Stephen Heal'in sunumunun ardından eski Enerji Bakanı Hilmi Güler'in moderatörlüğünde ATV Haber Genel Yayın Yönetmeni Fuat Uğur, Habertürk'ten Zafer Arapkirli, Kanal D'den Abbas Güçlü, Show TV'den Korcan Karar'la birlikte panele konuşmacı olarak katıldık.

Geçen hafta Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un iletişim toplantısının ikincisine katılmak için Ankara'daydık...

Avrupa'yı duymayan kalmadı ama nedense günlük hayata dair uygulamalardan bahsedilmiyor... TIR'lar pazar günleri trafiğe çıkartılmıyor...

THY'nin Amsterdam'da düşen uçağında yaralanan Cüneyt Er'i ziyaret edince "hayatın hayal" olduğunu bir kez daha anladık...

1989 senesiydi... Ekim ayının ilk günleriydi... Frankfurt'taki gazetemizin tesislerine geldiğimde yetkililer, Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarına gazetenin baskılarını yetiştiremediklerinden, gün geçtikce abone sayısının artışından ve baskı makinelerinin yetersizliğinden yakınıyorlardı...

Küresel kriz yüzünden dünyanın hemen her yerinde 'kazananlar' kaybetmeye başlarken dahi yine birilerinin kazandığını unutmamak gerek... Kazanmayı bilmek de bir sanattır...

Bir gece daha hükmünü yitiriyordu... Günler tükeniyor, tüketiliyordu... Kentin batakhanelerinde buluşan kalabalıklar dört nala at koşturan süvariler gibi günahtan günaha koşturuyordu... Ama ölüm unutuluyordu...

Geçtiğimiz günlerde BJK Başkanı Yıldırım Demirören dostumun daveti üzerine Çırağan Sarayı'nda biraraya geldik...