Mustafa Selçuk

PKK 30 yıldır silahla mücadele ediyor. Devlet 30 yıldır silahla bu mücadeleyi bastırmaya uğraşıyor. Kürt sorunu bu kıskacın içine sıkışmış halde...

Bugün, ülkenin üzerinden yeni yeni kalkmaya başlayan askerî vesayetin kilit taşı olan bir darbenin 31. yıl dönümü... Askerî ve ideolojik statükonun tahkim edildiği bir meş'um tarihtir 12 Eylül... 1920'lerde başlayan jakoben tek parti düzeninin ürettiği otokratik ideoloji, bir kreşendo gibi yükselerek 1980'in 12 Eylül'ünde zirve yapmış.

Şike soruşturması futbol kulüplerini öyle korkutmuş durumda ki... Her konuda didişen, bazen birbirlerinin yüzüne bakmayan kulüp başkanları Ankara'da 'birlik ve beraberlik içinde' parti parti dolaşıyorlar.

Hükümet, azınlık vakıflarına ait iken devletleştirilen mülkleri iade etmek üzere bir yasal düzenleme yaptı.

Aylardır sürüncemede bırakılan, İsrail'in erteleme talebi Türkiye tarafından reddedilen BM raporu nasıl olduysa 'sızdı'. Sade suya tirit rapor İsrail'e 'üzüntülerini bildirmesini' tavsiye ediyor!

TSK ülkeye nizam, siyasete ayar vermek, 'iç tehdit tanımları' filan yapmaktan vazgeçip asli sorumluluk ve görevlerine dönme emareleri gösterince,

12 Eylül darbesinde 12 yaşındaydım. Banka önünde, okulumuzun kapısında bekleyen mavi bereli askerler, o askerleri sabah 'servis aracı gibi' dağıtan askerî kamyon, üniformasıyla miting yapan Evren vs. büluğ çağımın figürleri idi.

Işık Koşaner'e atfedilen konuşma kayıtları bazılarını nedense derin bir şaşkınlığa ve üzüntüye boğdu.

UEFA 'şike şüphesi varsa, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar ligine yollama' diyor. Federasyon da UEFA'nın dediğini yapıyor. Tabii konu FB olunca da kıyamet kopuyor.

Kan: Kanları yerde kalmayacak, döktükleri kanda boğulacaklar. Hain: Hainler inlerinde vuruldu, hain saldırı, hainler yok edildi.

Döviz işlemleri üzerinden pembe hayaller satan Forex sitelerine yasak geliyor. Bu sitelerde işlem yapanların 31 Ağustosa kadar hesaplarını kapatması gerekiyor

'Hükümet savaş ilan etti!' 'Bu bir savaştır!' Günlerdir bu cümleler savruluyor ortalığa... BDP'nin şahinlerinin velvelesi, medya şovenlerinin çığlıklarına karışıyor.

8 gencecik insan yitip gitti. Bir ayda 42 can... 'Bitti' denilen kâbusun yeniden ve bu kez daha korkunç biçimde hortlayacağı günlerin eşiğinde duruyoruz.

Lüks otellerin önüne yer sofraları kurularak, zeytin, hurma, su ile iftar açılıyor. İstanbul'da bazı aktivistlerin öncülüğünde yapılan ve şatafatlı iftar sofralarını protesto eden bu eylemlerle medyanın kalbürüstü kesimi pek alakadar vaziyette...

Avrupa ve Amerika'da büyük bir mali çalkantı var, doğru... Bilinen piyasa kargaşasından öte, sistemik ve devasa bir problem... 3 yıl önce başlayan bir yapısöküm süreci belki de...

Ayırım yapmadan yazıyorum. Sabahtan akşama kadar başımızdan aşağıya rakam ve oran boca eden ekonomi-finans kanallarını böyle çalkantılı günlerde izleyenlerin ruh sağlığında ciddi arazlar oluşabilir.

Mübarek Ramazan ayındayız. Sükûnetin kavgaya, güler yüzün öfkeye galebe çalması gereken bir ayda... Ama yanı başımızda da uzaklarda da acının en şiddetli, zulmün en vahşi, yokluğun en sarsıcı halleri yaşanıyor. Somali'de en mutlak haliyle açlık...

Değişen risk düzeyleri sebebiyle, Türkiye'nin de içinde olduğu 'gelişen piyasalara' para akışı hızlanabilir. Rezerv para olan ABD Doları da diğer ülke paralarına karşı değer kaybeder

Bilinen klişedir: Piyasalarda güven problemi.

Türkiye'nin 90 yıllık tarihinde hep var olan askerî vesayet -yok olmasa da- etkisizleştiriliyor. Asker sorunu denilen ve ülkeyi de siyaseti de ideolojik prangalarla yönetmeyi hedefleyen otokratik bir düzen, bir oligarşik yapı bitiyor.