Öcal Uluç

Kör bir inat uğruna hoca değişikliğini zamanında yapmayıp etik olarak tasvip edilmesi mümkün olmayan bir transfere imza atmak nasıl bir iştir?

Riekerink’in ‘yarışmacı hocalıktaki yeteneği aylardır test edilmişken”, kendisine “Sen altyapıya” denilip, bir “genç ve iddialı hocayı” iş başına getirmekte biraz geç kalmadınız mı?

Artık gülmek de yetmiyor, kahkahalar atmak gerek; gazetelerde “pehlivan tefrikasına dönen” bir haber günlerdir okunup geliyor, ama Galatasaray Başkanı’ndan, futboldan sorumlu yöneticilerde “tık” yok; “Riekerink’ten umut kesildi.

Volkan Demirel, bir sporcu gibi değil, taraftar gibi davranarak 6222 sayılı kanun gereği hakkında soruşturma açtırmayı da başardı!

Şimdiden “Beşiktaş ligi, Başakşehir kupayı alacak” algısı oluşturulmaya başlandı. Ben buna inanmıyorum.

Telefonda, “Dursun Özbek, o kadar kötü başkanlık yapıyor ki, taraftar kulübü mali bakımdan batıran Ünal Aysal’ın dönmesi için neredeyse kampanya başlatacak” diyen Galatasaraylı dostum çok haklıydı.

Adamlar çıkmış ekranlarda, “Seyircisi olmayan tiyatro yaşamaz, seyircisi olmayan kulüpler de yaşamasınlar” diyebiliyor…

''Aziz Yıldırım bir zamanlar bu ülkenin en çok taraftarı olan ve en çok sevilen kulübü olan Fenerbahçe’yi şu son 20 yılda benlik sevdası yüzünden ne hale getirdi? Yazık!..''

Bugün “iki kaptan” yazacağım; biri yıldızlıktan “değişerek” bugünlere gelen, diğeri “bugünlere gelirken” değişerek yıldızlaşan iki kaptandan… İkisinden de Türk sporcuların, özellikle “genç” sporcularımızın alacağı çok dersler var. “Nasıl olmaları ve nasıl olmamaları konusunda” dersler!..

Bu kafa, bu zihniyet ve bu kişilerle, Galatasaray bugünleri de arayacak hâle gelecektir…

Yabancı ve tarafsız bir kuruluşa yaptırdığınız mali denetim raporunu neden açıklamıyorsunuz Sayın Özbek?

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, üç gün arayla “işlediği ayrı ayrı suçlardan dolayı” Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’a 45 gün hak mahrumiyeti + 30 bin TL para ve 6.5 ay hak mahrumiyeti + 190 bin TL para cezaları” verdi; toplamda 8 ay hak mahrumiyeti, 220 bin TL para cezası ediyor.

G.Saray’da başkanın ağırlığı yok, disiplini sağlayacak bir yönetici yok, sözünü dinletecek hoca yok, arkadaşlarını uyaracak bir kaptan da yok!..

Aziz Yıldırım, takımı ne zaman puan kaybetse hep aynı senaryoyu ortaya koyuyor. Hedef saptırmak için başkalarını hedefe koyuyor…

UEFA’nın 2014-2015 futbol sezonunun değerlendirildiği “mali” raporundaki rakamlar, futbol adına da, kulüpler ardına da “acı ve çarpıcı” bir gerçeği ortaya koyuyor, ortada tam bir “yukardakiler, aşağıdakiler” tablosu var!..

''PAOK diye bir kulüpten, Rodrigues diye sıradan birini alan G.Saray Kulübü, sanki dünya yıldızı almış gibi davranıyor. İşte yönetimin kafa yapısı bu!''

''G.Saray’ı düşürdükleri duruma bakar mısınız? Acaba diyorum bir ‘üst akıl’ G.Saray üzerinden yazdığı senaryoları mı sahneliyor? ''

“Avcının şaşkını, kurşunu ayağına sıkar”; işte Galatasaray yönetiminin yaptığı da bu ve kaçıncı defa yaptığı bu!..

Aslında “efsane” kelimesinin sözlük karşılığının ötesinde, bir de “günlük söz hayatımıza giren” anlamı vardır; “kendi zamanına kadar başarılamamış büyük işleri yaparak, tarihe mal, geleceğe örnek olan” kişilere verdiğimiz bir “unvan”; iki örneği ile mesela; “Efsane başkan / Efsane sporcu” gibi…

"Hakem hatalarının, “hakem hatası” olarak kalmadığına, “hakem kararı” olmaya başladığına inanmaya başlar gibiyim."