Öcal Uluç

Yooo, "yazımın bu başlığını görünce", sakın ola ki TRT Spor Servisi'ndeki arkadaşlarım, uzun yıllardan beri, "sadece spor yazdığım" bu sütunlarda, "Onları, Genel Müdürlerine şikayet edeceğimi" sanmasınlar!..

İsmail Kartal, "Neden bunlar hep bizim başımıza geliyor merak ediyorum" demiş. Çık sokağa ve sor. Verecekleri cevap, hiç şüphen olmasın ki; "4 tane isimden ibaret olacaktır!.."

Dünya "teknik adamlık sanatında yeni bir ufuk açıldı" galiba. Mesela, artık Real Madrid'in hocası Ronaldo'yu, Barcelona'nın hocası Messi'yi 60'ıncı dakikadan sonra, rakip defans yorulunca oyuna dahil etmeli; bakın attıkları gol sayısını nasıl artırıp, en kritik maçları nasıl kazandıracaklar, "onlar dinç, savunmacılar yorgunken!..."

Spor Bakanlığı 1969'da kuruldu, o günden bu yana adları zaman zaman değişti

Galatasaray'da tam bir kaos var, günlerce manşet olur; "Kim kimle kol kola, perde önünde, perde arkasında kimler var"; yeter ki "gazetecilik yapılsın!.."

"G.Saray şampiyon olabilir mi?.." Hayır olamaz; ancak "rakipleri ona şampiyonluğu hediye edebilir"; yani ümit Kaf Dağı'nın ardında!..

Galatasaray örf, âdet ve geleneklerinin göz ardı edilmesinin" nelere mal olduğu ortadadır. Koca camia, "mayısta yapılacak seçimli genel kurul öncesi" tam bir kaos içine düşmüştür!.. Bunun "baş sorumlusu", Ünal Aysal'dır!..

Bu kaçıncı "dolaylı" mesaj ve "çoğunluğunuz için" söylüyorum; bu kaçıncı suskunluğunuz?..

Günlerdir, herkes nutuk atıyor ama "kurşunun sıkılmasına yol açanların önünü kesecek" bir adımın atılacağına dair "ümit" var mı?..

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nde "seçim günleri geldi"; şubelerde "art arda genel kurullar yapıldı"; sıra, mayıs başındaki "Genel Merkez" genel kurulunda!..

O, güreş aleminin 1972-2002 tarihleri arasında tam 30 yıl FILA Başkanlığı yapmış olan Milan Ercegan'dan sonra "en tanınan" kişisi idi…

Yıllardır bin defa yazıp geldik; "Sivrisinekleri yok etmeye çalışmak çare değildir, bataklığı kurutmak gerek!.."

Sevgili Ömer Faruk Ünal, dünkü yazısında "gene" döktürmüş; "hakem camiasında ve Federasyon cenahında olanlardan" sunduğu demet, "kaktüs çiçekleri" ile dolu, "Değil elleyeni, yaklaşanı bile yakar" cinsten!..

Hamdi Yasaman'ı, "Türk sporunun kurtuluş reçetesini, bu birkaç satırlık paragraf ile yazdığı için" kutluyorum!..

Milli Takım harika bir oyun disipliniyle oynayarak Hollanda'ya sahayı dar etti. Bunun için teşekkür... Ama aynaya bakacağına suçlu arayan Emre'yi kollamak bir hatadır...

Atilla Türker'in haftalardır yazdıkları, Tunç Üner'in TV ekranında anlattıkları, "Galatasaray adına yenilir yutulur cinsten değil"; ne var ki, Ali Dürüst'ün "sanırım kendisini dahi tatmin etmeyen" 3-4 cümlelik açıklamasından öteye, koskoca kulüpten "tısss" yok!..

Derbide herkesin gözü önünde olan şeyleri görmeyen, duymayan, rapora yazmayan ve bu ortamı oluşturan zihniyetle Hollanda'yı yensen ne olur, yenmesen ne olur!

Küfürlerin havada uçuştuğu bir dönemde Mevlana'nın bir sözünü hatırlatırım; "Bin tane küfür etsen de, benden bir tane duyamayacaksın", işte "büyüklüğün sırrı" bu sözdedir...

Adam, Avrupa Kupaları'nda "buralara gelmiş, hem de kimleri eleyerek!.."Adam, Süper Lig'de Galatasaray ve Fenerbahçe'nin önünde lider!..

Turgay Demirel'in 30 Martta görevi bırakma kararı ile Türk Basketbolu kurtuldu, şimdi FIBA-Avrupa düşünsün!..