Öcal Uluç

"Cezalı olduğu için" Galatasaray'ın, basketbolda ve futbolda aldığı kupaların maçlarını ancak TV'den seyretmek zorunda kalan Ünal Aysal'ı, "kulübün başkanı olduğundan", elbette "bu başarılar" sebebiyle kutlamak gerek; "rakamsal" bir notu da ekleyerek kutluyorum; "Daha önce Galatasaray Futbol Takımı bu kupayı 14, Kadın Basketbol Takımı 11 defa kazanmış!.."

Ne ekersen onu biçersin!..Tıpkı Futbol Federasyonu gibi!.. Tıpkı Basketbol Federasyonu gibi!..Tıpkı Spor Teşkilatı gibi!.. Tıpkı Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu (Uzun yıllardır varlar) gibi!..

Bunca yılın gazetecisiyim", hâlâ gazetecilik hocalarımın "Bugün yazacağını, yarına bırakma" nasihatini unutup duruyorum; "unutunca" da elbette "atlatılıp", duruyorum!..

"Şike ve şiddet olayları sebebiyle yatırımın karşılığını alamadık. Bu yüzden futbola destek vermeyeceğiz!.."

Nakledici şirketin "Ana kanalında, en büyük rakipleri bayram yaparken, ikinci de değil, üçüncü kanalına düşmek ve o kanalda bir futbol faciası izlemek zorunda kalmak", doğrusu ya, "tersinden tarihe geçecek" bir olaydı

Olaylarla yaralanan futbolcumuzun hiçbir ilgisi yoktur" açıklamalarıyla daha işin en başında "örtbas edileceği" belli olan "sabaha karşı rezaleti", ne yazık ki, "gerçekten örtbas edildi!.."

Adını bisiklet ve spor tarihine yazdıran Cavendish'in, 5-10 yıl önce, Türkiye Turu'nda pedal çevireceğini düşünebilmek bile "tatlı" bir hayalden öteye geçemezdi, işte gerçekleşiyor!..

"Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız." Evet, görüyoruz ki Aysal-Mancini ikilisini savunanlar bile artık onlardan kaçıyor…

Bir önceki sezonun finalisti Fenerbahçe'yi ve şampiyonu Ekaterinburg'u yenerek "Kadınlarda şampiyon olduğu" Euroleague'de, Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, "son sekizlerde" Barcelona önünde, Barcelona'daki ilk iki maçı, "fena hâlde" kaybetti; 88-61 ve 84-63'lük skorlarla!..

İsmet Atlı, Yaşar Doğuların, Celal Atiklerin, Nasuh Akarların Dünya minderlerini titreten dönemlerinden hemen sonra gelen ve sayıları giderek azalan "efsanelerden" biridir.

Genel Kurul gösterdi ki, "Galatasaray tarihinin en çok oyu alan başkanı olarak göreve gelen" Ünal Aysal'a "güven ve inanç" azalmış durumda!..

Gelecek sezon, en iyi ihtimal "6+2 olacak!.." Ve de "her takımın Türk futbolcuya ihtiyacı olacak!.."

Ziya Paşa'ya nazire yapalım mı; "Ayînesi iştir, kişinin lâfa bakılmaz / Başkanın görünür rütbe-i aklı, kulübünde!.."

G.Saray'ın başında "bir başkan ve bir yönetim varsa", eğer "Futbol Federasyonu" diye bir kuruluş varsa, "Melo bir daha Türkiye sahalarına çıkartılmamalıdır"; tabii eğer "varsalar!.."

Dünyanın her tarafında, basının "yanlış bir duyum" sebebiyle yaptığı haber hataları vardır ve "böyle habere dayalı" yorumların olması da olağandır!..

Ünal Aysal "Benimle beraber çalışacak olanlar bilmeliler ki, başarısızlıkta bırakıp gidecek bir başkanla çalışacaklar, başarılı olmayan gidecek, bu böyle bilinsin" demişti ama...

NTV ekranlarında, Mancini'yi eleştirenler için, sözlerini tartıp biçmeden, üstüne basa başa "Dunning - Kruger Sendromlular" diyen kardeşime sesleniyorum!..

Neymiş; "Turgay Demirel, nihayet kırgınlıkları küskünlükleri bir yana bırakarak Ergin Ataman'a elini uzatmış ve onu Milli Takım'ın koçu yapmış, aferinmiş ona!.."

"Dürüstlük dersi vermek" o kadar kolay değil, Signor Mancini!..

Bence artık Ünal Aysal için, "talip olduğu" İngiliz Reading Football Club'ü satın alarak, Mancini ile beraber "oraya gitme zamanı!.."