Hasan Mesut Hazar

ABD Başkanı Bush geçtiğimiz çarşamba sabahı günlük çalışmasına, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'i telefonla arayarak başladı. Irak konusunda geri saymanın başladığı ve ABD'nin, BM Güvenlik Konseyi'nden olur almadan dahi Irak'ı muhakkak silahsızlandıracağını açıkladığı bir dönemde Bush'un Sezer'i araması, çok çok önemli.

ABD'nin Irak'a müdahalesi için geri sayım başladı. Başkan Bush, BM Güvenlik Konseyi'nden istediği şekilde karar çıkmasa bile, Amerikan Kongresi'nden aldığı yetkiyle Irak'a savaş açacak! Zaten uzun zamandır, bir taraftan en ince detayına kadar planlar yapılıyor ve birden fazla strateji ve senaryolar üzerinde çalışılıyor; diğer taraftan da, Amerikan ve dünya kamuoyları, Irak'a muhtemel bir operasyona hazırlanıyordu.

Amerika'da garip şeyler olmaya başladı. Bu rüyalar ve fırsatlar ülkesi, refah ve zenginlik diyarı, yerini ümitsizler, güvensizler, ahlaksızlar ordusuna terketmeye başladı. Gazete ve televizyonların flaş olarak verdikleri şu haberlere bir bakın:

ABD'de 5 Kasım Salı günü seçim var. Türkiye'de 3 Kasım'da seçimin yapılıp yapılmayacağı henüz kesinleşmedi ama, seçim sathı mailine girildiğinde ve bir erken seçimin artık kaçınılmazlığında, Ecevit dahil herkes hemfikir. Açıkçası Kasım ayı, her iki ülke için de "kritik" bir anlam taşıyor.

Çeyrek asırı geçen bir süredir Amerika'da yaşıyordu. 80 yaşındaki annesi aylardır, bitkisel hayattaydı. Doktorların tüm çabaları kadıncağızı bir türlü hayata döndüremedi. Makine de durdu. Her canlının yaşayacağı ölüm anı geldi.

TÜSİAD Washington temsilcisi Abdullah Akyüz, Türkiye'deki son gelişmeleri Amerikalılar'a anlatırken oldukça zorlandı. Ortadoğu Enstitüsü isimli düşünce kuruluşundaki konferansı ilgiyle izleyen Amerikalılar, Türkiye'deki sıcak gelişmelerle alakalı birbirinden ilginç sorular sordular. Hemen belirtelim ki, bizim gündemimizle Washington'un gündemi çok farklı.

"Boşverin arabayı, haydi bisiklete binelim" kampanyası Amerika'da başlayınca, beni bir gülmek aldı ki, sormayın gitsin. O koltuklara sığmayan, her an tıkınmaktan her biri 100 kiloyu aşmış gerdanlı ve göbekli insanları, bisikletin üzerinde hayal edince, vah vah o bisikletlere demekten kendimi alamıyorum.

Hüsamettin Özkan istifa edeli henüz 3 saati geçmemişti. DSP'yi terkeden milletvekili sayısı da 15 civarındaydı, ABD Dışişleri Bakanlığı günlük basın brifingi başladığında... Brifing sırasında sözcü Boucher'a Türkiye'deki politik gelişmeleri ve ABD'nin buna tepkisini sordum.

Aylin'e büyük geçmiş olsun. Ucuz atlattı sayılır. Zira Amerika bir tuhaf ülke oldu. Terörle mücadele ve koruma tedbirleri derken, 1950'lerin, 60'ların özgürlükleri sınırlayan Amerika'sına doğru hızla gidiyoruz. Ortalık toz, duman.. Herkes teörist avında.. Bunun en son örneği de, Aylin'in çektikleri ve gördüğü aşağılayıcı muamele...

Son günlerdeki ekonomik çalkantılar ve politik belirsizlik, Washington'da da kaygıları artırdı. Başta Uluslararası Para Fonu (IMF) olmak üzere Türkiye ile ilgili birçok kurum ve düşünce kuruluşunda, "Türkiye daha bir yakın izlemeye" alındı.

Amerika'da ülkemiz ile ilgili tartışmalarda öncelik ve ağırlık "Türkiye'nin modelliği" üzerinde yoğunlaşıyor. Ecevit'in sağlığı ile, nedense fazla ilgilenmiyor Amerikalılar.. Zaten Dışişleri sözcü yardımcısı Reeker, bununla ilgili bir soruya cevap verirken şunları söyledi: "Ecevit'e şifalar dileriz. Normal bir sağlık problemi. İlişkilerimize bir etkisi yok.

Washington'ın parklarını ve kaldırımlarını şu sıralar, eşek ve fil heykelleri süslüyor. Adım başı rengarenk bir fil ya da eşekle karşılaşıyorsunuz. Amerikan bayrağına boyanmış, ya da üzerine binbir desen işlenmiş bu eşek ve filler, giderek kızışan siyaset arenasındaki savaşın açık alametlerini oluşturuyor.

Önceki gün Washington Ordu Kulübü'nde, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile sohbet ediyoruz. Yaşar Paşa ABD Genelkurmay İkinci Başkanı Peter Pace'in davetlisi olarak Washington'daydı. İşte bu resmi ziyaretin son günü (Cuma) Paşa, New York'a geçmeden önce, bir grup Türk gazeteci ile Army Club'da biraraya geldi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs'a gelmesi, Ada'da hareketli günlere sebep oldu. Annan, 1977'den beri Kıbrıs'a gelen ilk genel sekreter. Dün Ada'dan umutlu ayrılan BM Genel Sekreteri'nin yaptığı temaslar, Kıbrıs'ta çözüm ümitlerini artırdı.

Geçen Salı günü bizim gazetenin manşeti, "Kaçan kaçana" şeklindeydi. Haberde, "ekonomik krizde işsiz kalan nitelikli personelin yüzde 7'sinin Türkiye'yi terkettiği, yetişmiş elemanların yarıdan çoğunun ise yurtdışına gitme hazırlığında olduğu" belirtiliyordu. Beyin göçü olarak da nitelendirilen böyle bir durum, ülkemizin krizden ne kadar ağır etkilendiğinin bir başka acı yönünü de ortaya koyuyor.

Her ne kadar 11 Eylül teröründen Amerika'da yaşayan insanlar şöyle veya böyle etkilendiyseler de, köpeklere bir şey olmadı. Hatta hayvanlara pek bayılan Amerikalılar, terör sendromu ve ölüm korkusu ile, köpeklerine daha merhametli davranmaya bile başladılar.

Başkan Bush'un tam bir acizlik göstererek Beyrut kasabı Şaron'un kuyruğuna takılması, 11 Eylül'den itibaren yüzde 90'ların üzerine çıkan popülaritesini ve başarısını, tepe taklak etti.

Acılarla, zulümle ve protestolarla dolu bir haftayı tamamlıyoruz. Filistin'deki İsrail katliamının her geçen gün bir başka dehşet verici boyutu ortaya çıkıyor. Huzura hasret dünya, giderek hayatın daha da kötüleşeceği bir hal alıyor. Dün Washington'da onbinler bir taraftan Filistin için yürüdü.

Türk siyasetine yeni bir yıldız doğuyor. Washington Büyükelçiliği eski müsteşarlarından Mehmet Ali Bayar, gelecek hafta başında Türkiye'de olacak. 18 Mayıs'ta yapılacak Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Kongresi'ne de genel başkan adayı olarak katılacak.

Zavallı İsrail, Filistinliler'i -pardon teröristleri- yoketme saldırısında, yalnız bırakılmamalı! Zira ABD yönetimi dışında, destek veren ülke yok! Ayrıca ihtiyatları hariç 163 bin 500 kişilik ordusu, 3 bin 900 tankı ve de 448 uçağı ile Filistin'in tamamını işgal etmek kolay mı?