İsmail Kapan

Öfke ile kalkan zararla oturur...

Merhum Turgut Özal'ın vefatının 15'inci yıl dönümünde, medyada çok farklı şeyler yazılıp çizildi...

İsterseniz bugün iç siyasetle ilgili, bazı yeni rivayetler üzerinde durup daha hoşça vakit geçirelim... Rivayet ne kadar doğru, ne kadar yanlış; tam olarak bilmiyorum. Cafe Siyaset'ten Muhammet Kutlu'nun 'özel haber' olarak bildirdiğine göre, Mesut Yılmaz; üç vakte kadar kurmakta olduğu yeni partisini ilan edecekmiş... Ama ilk önce Rize'de, bir gövde gösterisinde bulunacakmış.

Türkiye'de bir kesim için hukuki mevzuat adeta tatilde!.. Bazıları hiçbir yasal sınırlama tanımadan istedikleri gibi konuşuyorlar. Halkı çatışmaya sürükleyecek her türlü bozgunculuğu teşvik eden yazıları pekala yazabiliyorlar.

Milliyetçi Hareket Partisi'ni başlangıçtan bugüne, diğer siyasi partilerden farklı kılan çok temel unsurlar var...

"Vatanseverlik" adı altında ülkeye bu kadar zarar verme durumu, herhalde bizim memlekete mahsus...

Payitaht-ı zemin... yani Dünya Başkenti!..

Olaylar herkese tanıdık geliyor. Herkes ağız birliği etmişçesine; "Biz bu filmi daha önce görmüştük..." diyor demesine ama; bütün bunlara rağmen olayların önü arkası kesilmek bilmiyor!..

CHP Lideri Baykal, AK Parti aleyhine açılmış olan kapatma davasının, beklenen yönde sonuçlanması için ısrarlı...

İlk bakışta, (Bu kadarına nasıl cür'et edebiliyorlar?) diye düşünüyor insan; ama yakın geçmişi şöyle bir hatırlayınca...

12 Eylül öncesi sol örgütlerin jargonunda, "Sürekli devrim", "Kesintisiz devrim..." gibi sloganlar kulak tırmalardı.

Ağay-ı mütegalibe zümresi sopa göstermekle kalmıyor, sallıyor da! Önce, uzunca bir alıntı yapacağım; Mehmet Ali Birand (Posta)dan. Birand, "Hem biz laikler, hem de AKP'liler, büyük bir ikilem içindeyiz..." diye başladığı yazısında, daha baştan bütün AKP'lileri "antilaik" ilan ediyor...

Kapatma davası ile ilgili olarak, yapılan kamuoyu yoklamalarını izliyor musunuz?!.

Evet... Mahkeme iddianameyi kabul etti. Bundan sonra, dava süreci tamamlanıncaya kadar; söylenecek sözler ve yapılacak yorumlar, şimdiye dek olduğu gibi, "beylik laflar" kategorisinde kalacak... Yani, "herkes yargı kararlarına saygı göstermeli..."

Başbakan doğru söylüyor: "Kaybeden darbe çığırtkanları olacak..." Ne yazık ki, memleket de kaybediyor!

Bir ülke hakkında senaryolar yazılması çok acıklı bir durumdur... Her şeyden önce o ülkenin operasyonlara açık olacak kadar zayıf durumda bulunduğunu gösterir!..

Bir "kutuplaşma" lafıdır gidiyor... İyi de, kim kutuplaştırıyor, kim ayrıştırıyor bu toplumu? Kim veya kimler ha bire kin ve nefret tohumları ekiyor?..

ABD Yönetimi'nin "en ağır topu" olarak bilinen ve Birleşik Devletleri fiilen yönettiği kabul edilen; Başkan Yardımcısı Dick Ceheney, 10 günlük Orta Doğu gezisinin son durağı olarak Türkiye'ye geldi. Cheney için kullanılan çok farklı başka sıfatlar da var...

"26 Hukuk Fakültesi Dekanının Kamuoyuna Duyurusudur" başlığı ile bir bildiri yayınlamışlar... Ülkemizde bu kadar hukuk fakültesi (tam sayı 33) bulunması, şüphesiz nicelik açısından sevindirici. Acaba işin nitelik yönü de böyle midir?

Anayasanın 10'uncu maddesi; herkesin ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce vs. ayırımı yapılmaksızın kanun önünde eşit olduğunu yazıyor. Ama galiba bazıları biraz daha fazla eşit!..