İsmail Kapan

Medyadaki kimi İsrail muhipleri karalar bağlamış durumda!.. Kaldı ki, "one minute" hadisesinden beri, bunlar korku ticareti yapıyordu.

İmparatorluğun yıkılışında, katalizör görevi yapan İttihat Terakki Cemiyeti, sonunda kendisini de feshetti. Cemiyetin (ATakımı)'nın hemen tamamı, divan-ı harpte yargılanma korkusuyla yurt dışına kaçtı...

Askerin esas vazifesi dışına çıkarak, siyasete ve devlet işlerine el atmasının son bir buçuk asırda doğurduğu felaketleri, tepe noktaları ile hatırlatan bu üçüncü yazı... Hâlâ daha generallerin "paşa" olarak anıldığı dönemdeyiz.

"e-Muhtıra" diye meşhur olan Nisan 2007 tarihli bildiri, Genelkurmay internet sitesinden nihayet kaldırıldı...

Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında, yapılan müthiş öz eleştiri ve şaşırtıcı itiraflar etrafında, öylesine çok ve çeşitli değerlendirmeler var ki... Askerî cenahın dünü ve bugününü analiz etmek üzere, sadece bu ses kayıtlarını baz alarak, ciltlerle kitap yazmak mümkün!

Ramazan ayı münasebetiyle, bütün medya organlarında, yeme -içme ve diyet haberlerinden geçilmiyor.

Bugüne kadar özellikle internet sitelerine pek çok sayıda ses ve görüntü kaydı düştü. Bir kısmı ilgili taraflarca yalanlandı. Fakat önemli bir kısmı yalanlanmadı veya yalanlanamadı!

Ve Kaddafi'nin 42 yıllık iktidarı, Arap Âlemindeki despotlara ibret olacak biçimde sona erdi... Başlangıçta idealist gibi görünen, ancak daha sonra megaloman bir kişiliğe bürünen Muammer Kaddafi, Libya halkını büyük sıkıntılara sokan; en sonunda ülkenin büsbütün tahrip olmasına sebebiyet veren, sayısız macera ve akılsız davranışlarla, nihayet kendisinin ve aile efradının da akıbetini, kendi elleriyle hazırladı.

Liderliğin en bariz vasfı, hakikaten geniş bir vizyona sahip olmak ve bu vizyona uygun misyonları da cesur ve kararlı biçimde üstlenip yerine getirmektir.

Dün burada "bıçağın kemiğe dayanması" durumundan söz etmiştik. Ne yazık ki, bugün bıçağın kemiği de zedelediği bir hal söz konusu...

AK Parti'nin onuncu kuruluş yıl dönümünde, Başbakan'ın ağzından çıkan "Artık bıçak kemiğe dayanmıştır..." cümlesi üzerinden namütenahi yorum ve analizler yapılıyor.

Karayılan hikâyesi, tam bir yılan hikâyesine döndü... Bölücü terör örgütünün halihazırdaki iki numaralı ismi, Murat Karayılan'ın yakalanmasıyla ilgili haberler; İran Yönetimi'nin önemli isimleri tarafından, bir doğrulandı bir yalanlandı. Neticede muammaya dönüştü.

Kaç gündür bu mevzuya gireyim mi, girmeyeyim mi diye tereddüt içindeydim. Ama saçma sapan tartışmalar, ipe-sapa gelmez yorumlar, akıllara ziyan "sosyal tehlike" senaryoları bir türlü dinmeyince, yazma gereği duydum.

1990 yılı Temmuz'unda, Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgal etmesinin altında yatan sebep ve saiklere dair çok şey yazılıp çizildi.

Hani şu "BEŞ YILDIZLI İFTAR SOFRALARI..." meselesi. Artık iyice abartılan ve herkesin rahatsızlık duymaya başladığı iftar sofraları. İfrat ve tefrit her işte sakıncalıdır, tehlikelidir. İftar sofralarında samimiyet, tevazu, paylaşma, dini vecibeleri yerine getirmenin huzuru başka; riya, gösteriş, debdebe, israf kısacası; dinimizin hoş görmediği, şiddetle yasakladığı bütün yanlış davranışların sergilenmesi başka.

Birkaç hafta evvel bu köşede, "Suriye kontrolden çıkmak üzere..." diye yazmıştık. Maalesef artık kontrolden çıkmış bulunuyor...

YAŞ'la ilgili tartışmalar, ne yazık ki bu sene de gereğinden çok fazla gündemi meşgul etti.

Kıbrıs meselesi, nihai yol ayırımına doğru hızla ilerliyor.

Konuya az çok kafa yoran bütün uzmanlara göre, dünyanın en önemli meselesi SU konusudur...

BDP'lilerden bahsediyorum.