Mehmet Soysal

Baltimore kentinin kenar mahallelerinde 200 çocuğun gelecekleri hakkında bir değerlendirme yapmalarını isteyen sosyoloji profesörüne, öğrencileri hiçbir çocuğun gelecekte bir şansının olmadığını söyler.

Beyaz bir gömlek. Lacivert renkli bir pantolon. Ve herkes bir çift kundura hayali ile büyüdü. Geceleri uyku tutmadı. Gözler yarı açık çıktı sabahlara. Herkes bir çocuktu ve masumdu.

Birlikte çalıştığımız daha sonra İstanbul Anadolu Ajansı'nın Görüntülü Haberler Müdürü olan Gazeteci Ogün Yıldız tez hazırlıklarını tamamladığını bazı soruları mail ile göndereceğini ve 'cevaplarsan sevineceğim' deyince soruları da merak ettim.

Kurtlar Vadisi'nde adam diyor ki; "Adam dediğin delikanlı gibi yaşar ve delikanlı gibi ölür!" Anadolu'da nice delikanlının kulağına bu söz fısıldanarak büyütüldü...

Koca bir yıl gelip geçti... Nasıl geçti? diye dönüp de geriye bakıp muhasebesini yapanların sayısı da az. İnsanoğlu harcadığı paraları, mermileri, zamanı ve dostları değil, yeni kazanacağı parayı, zamanı, kazıklayacağı yeni dostları ve müşterileri sürekli hesap eder.

Para kazanmanın ve harcamanın sanat haline geldiği dünyada her geçen gün yeni kazanma ve harcama yolları keşfediliyor global sermaye tarafından...

1999 yılında Orhan Pamuk ile Baş Başa'da 'Benim Adım Kırmızı' adlı romanı üzerine konuşurken 'Bu kitabı yazmak için kendi kendimi terbiye ettim, diyorsunuz. Nasıl bir terbiye?' sorunca;

Tolstoy "Çocuklarınıza bir dünya mı yoksa dünyalık mı bırakmak istiyorsunuz?" sorusuyla, dünya ile dünyalık arasındaki uçurum farkını ortaya koyar.

Kurum ve kuruluşlarımızın ayrıca tüm sektörlerde dünden bugünlere gelişimizin hikayeleri daha tüm ayrıntılarıyla ve gerçekleriyle kaleme alınmış değildir.

İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlar Rusların işgalinde bulunan Kafkas topraklarına girerek işgal ederler. Kafkas halkları ise 'Ha Rusların işgali, ha Almanların işgali' diyerek Almanların işgaline direnmezler.

Dört gün önce idi... 1995 yılında Moskova-San Petersburg ve Tataristan'da çektiğim Kızıl Güneş adlı belgeselde birlikte çalıştığım ve her zaman duruşu ile takdir ettiğimiz değerli dostum ve usta oyuncu Çetin Tekindor aradı... Beni ziyarete geldi.

'Mafya' denilince akla uyuşturucu, kaçakçı ve kumar çeteleri gelir. En büyük mafya ise terör örgütleridir.

Eskiden, insanların hak etmedikçe kötülüklere maruz kalmayacaklarına o kadar inanırdım ki... Taa ki bir gün başa gelinceye dek. Ve başkalarının -hak etmeden- gördüğü kötülükleri görünceye dek...

"Şehzade Medresesi büyük bir sevgi ve acıdan doğmuştur..." derler... Kanuni Sultan Süleyman çocukları arasında en çok Şehzade Mehmed'e düşkündür... Şehzade çocuk yaşlarında ağır bir hastalığa yakalanır.

"Yeni mevzilere geldiğimiz zaman eşyalarımın düşman eline değil de bizim erlerin eline geçtiğini 86. Alay'daki tabur komutanlarından Tembel Osman Bey'den öğrenmiştim. Muharebe durumu olduğu için kayıp eşya işini takip edemedim. Bulacağımdan da zaten pek ümitli değildim. Bulununcaya kadar üç dört gün aç susuz ve yataksız kaldım."

Sarıkamış faciasını ilk aile büyüklerinden duyduğumda çocuktum. Babamın dedesi olan Jandarma Zabiti Ali Bey Pertek'ten evrakı Peri sancağına götürürken, mola verdiği sırada namaz kılar... Namazda eşkıyalar ve çeteler tarafından şehit edilir... Bu hikayeden çok etkilenmiştim...

Yıl 1976'dır. Bir filmin çekimi için büyük bir kadro Fas'ın kırmızı çöllerinde buluşur ve 'motor' der. Filme sponsor olan S. Arabistan senaryoda fazla Eshab-ı Kiram sevgisinin vurgulandığını gerekçe gösterir ve filme maddi destek olamayacağını deklare ettiği gibi ayrıca Fas hükümetine de baskı yaparak film ekibinin ülkeden ayrılmalarını sağlar.

Bugün söylediğimiz yalanın telafisini yarınlara öteler dururuz... Bir daha yalan söylemeyeceğimize dair bilinmeyen tarihlere 'randevu' veririz...

1 Mayıs 1936 yılında Amerika'da bir yayıncı malikanesine kütüphane yapmayı tasarlar... Binanın temeline ise gelecek nesillere arkeolojik açıdan ilginç yazılar koyabileceği hava geçirmeyen metalik bir kutu yerleştirmeyi arzu eder.

Alman yayılmacılığının ileri gelen savunucularından Dr. Paul Rohrback'a 'Almanya'nın geleceği nerdedir?' diye sorulduğunda;