Naci Arkan

Karşılaşma öncesi, stad hopörlerinden bir acıklı şarkı: "Yazıklar olsun... Kaderin böylesine yazıklar olsun..."

Türkiye, son günlerde yine bir odağa kilitlendi... Yurdun belli bölümleri tarandı... Ve bulunan "Popstar" adayları, arenada aslanların önüne atılan bir yem gibi, ekranlarda beğenimize sunuldu...

Bazen büyük hocalar da büyük yanılgıya düşüyor. Lucescu, Chelsea gibi hayati bir maç öncesi ciddiye almadığı dün gecede öldü öldü dirildi. Ona göre Adana kebap gibi takımdı ya.

Dün gece Beşiktaş için değil ama F.Bahçe için bıçak sırtı gibi bir maçtı... Bu maçı kaybettikleri anda onları azab değil, sevenlerinin gazabı bekliyordu... Belki de toptan darağacına gideceklerdi..

Olayları allayıp pullayıp fıstık bir manken gibi platforma çıkarmada üstümüze yok... İşimize geldiği gibi davranmakta da üstümüze adam tanımayız...

Ve 3 kuruşluk ülke, 70 milyonluk bir futbol sevdalısı Türkiye'nin canını okudu. Rüyamızda görsek inanmayacağımız tükeniş, bunca emeği alıp giderken, Letonya'nın Portekiz biletini elimizle verdik.

Amerikan filmlerinde, elektrikli sandalyede idam edilecek mahkum için ümit, hep son dakikaya kalır...

Serkül Kan, şu günlerde hepimizin ezbere bildiği bir isim... Daha düne kadar "Ofis - boy" olan, ortopedik engelli bu genç, fiziğiyle yapamadığını, sesiyle vitrine taşıyıp, herkesin alkışını aldı, gönlünü kazandı...

G.Saray adeta 'öksüz' bir takım... Dağbaşına terk edilmiş ve sevenlerini kaybetmiş bir acılar takımı...

Başarının yakalanması, eğer menfaatlerin gölgesinde kalırsa, anlam ve önemini kaybeder... Birilerine yaranmak için, şirin gözükmek, çaba sarfetmek ve onun "Aferin" takdirini kazanmak için bin takla atmak, küçüklük ifadesidir...

Prag'da elinden kaçırdığı bir takımı İnönü'de 'Nasıl olsa ufalarım' hesabıyla başladı gece... Beşiktaş kadar bizler de inanmıştık bu plana...

Maç mı seyrettik, dayak mı yedik belli değil.

Sanki bu ülkede herkes, hep gücü kadar konuştu...

Prag'dan canı yanmış ve yaralı dönen Beşiktaş, G.Antep gibi en zor deplasmanda adeta yeniden doğdu...

Bu ülkede, magazin basını ile spor basının işine kimse akıl erdiremez...

G.Saray bu Olimpiyat Stadı sevdasından vazgeçmeli bir an önce... Günün anlam ve önemi ne yazık ki bu stadda kayboluyor...

Beşiktaş için Diyarbakırspor maçı F.Bahçe ve G.Saray karşılaşması kadar önemliydi. Çünkü o Diyarbakır, Lucescu'lu Beşiktaş'ı ligde yenen tek takımdı.

Asker tezkeresi bekler gibi 11 Ekim'i bekledik durduk hep.. "Gel tezkere geeel!" İngiltere'ye ilk golü atmanın, ilk galibiyeti almanın hayali ile 11Ekim'i iple çektik...

Hepimiz barut gibiydik... Patlamaya hazır...

Sovyetler'in unutulmaz atleti Sergei Bubka, yüksek atlamada üstüne adam tanınmayan efsane isimdi...