Nuri Elibol

Benim anlatmaya çalıştığım Türkiye'de 'normal' denilen bu parti kapatma sürecinin Avrupa'dan bakıldığı zaman mümkün görünmediği, imkansız olduğu...

Dünya ekonomik dalgalanmayla nasıl baş edeceğini tartışıyor, tedbirler alıyor. Petrolün varili 127 dolarlara dayandı.

2002 seçimlerinde AK Parti'ye yüzde 36 oyu verenler, bu partinin laiklikle ilgili duruşundan endişe duymadılar.

Bizim sözde demokratlar ciddi çelişkiler içerisindeler. Gönüllerinden geçen; AK Parti'nin kapatılması, Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına ve hatta Sayın Gül'e siyasi yasak getirilmesi.

AB temsilcilerinin ülkemizdeki antidemokratik uygulama ve gelişmelere tepki vermesini anlamayanlar herhalde Türkiye'nin kendi özgür iradesi ile 2005 yılından itibaren AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış bir ülke olduğunu unutmuş görünüyorlar.

AK Parti'ye kapatılma davası açıldığı günden bu yana Türk basınının bazı önemli gazeteleri ve bazı köşe yazarları akıl almaz haberler yapıp beni şaşırtan yorumlarda bulunuyorlar.

Türkiye-AB Troykası'nda kapatma davasını eleştiren Olli Rehn, AK Parti'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu iddiasına karşı çıkmış.

Türkiye Cumhuriyetini Türk Milleti ile birlikte kuran Atatürk'ün gösterdiği ve gerçekleşmesini arzu ettiği en önemli milli hedef; ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarılması hedefidir.

AK Parti'nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesine karşılık Anayasa Mahkemesi'ne bir hafta önce verdiği ön savunmayı inceleme imkânı bulduk.

AK Parti'ye açılan kapatma davasına hem iç kamuoyumuzda hem de dünya kamuoyunda ciddi tepkiler gösterildi. Hâlâ da devam ediyor.

AK Parti'ye açılan kapatma davasının hukukî olmaktan çok siyasî bir dava olduğunu iç ve dış kamuoyu artık fark etmiş durumda.

Bu hafta sonu Ana Muhalefet Partisi CHP'nin kongresi var. Sonucu şimdiden belli olan bu kongre kimseyi heyecanlandırmıyor. Çünkü öyle bir tüzükleri var ki Sayın Baykal kendi rızası ile çekilmediği sürece ömür boyu genel başkan olarak kalır.

Bence tüm bu olup bitenleri Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi hak etti! Partisi kapatılmalı;

Her gazetecinin bir dünya görüşü ve bir ideolojisi vardır. Buna kimsenin itirazı olamaz.

6 yıldır devam eden güçlü iktidarın varlığı ekonomimizin her alanda yüzde 100 büyümesine yol açtı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bugün Gazetesi'ne verdiği mülakatta; "PKK'nın siyasi gelişmesini AK Parti durdurdu.

Başbakan Erdoğan'a, "Cumhurbaşkanı aday adayını belirlerken CHP ile neden uzlaşmadın, baş örtüsü yasağını üniversitelerde kaldırmayı hedefleyen yasal düzenlemeyi yaparken Baykal ile neden anlaşmadın..."

İktidar partisine açılan kapatma davasının 7-8 ayda sonuçlanabileceği görülüyor. Şu anda önemli olan bu davanın nasıl bir kararla sonuçlanacağından ziyade Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarının, güven ve huzur ortamının bu dönem içinde belirsizlikten görebileceği zararlardır. 7-8 ay sonra ne olacağı belli olmayan bir ülkede siyasi istikrar devam edebilir mi?

AK Parti'ye açılan kapatma davasından sonra Türkiye, hem içeride hem dışarıda belirsizliğe yelken açmaya başladı.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini, diğer İslam ülkelerinden ayıran ve onu batı dünyasına yaklaştıran en belirgin özelliği, cumhuriyetimizin laik karakteridir.