Resul İzmirli

Ülkemizin saygın iş yöneticilerinden İbrahim Aybar'ı bu hafta konuk ettik. Kendisi, merhum Özal döneminde Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevini yürütmüş başarılı bürokratlardan. Daha sonra özel sektöre transfer olan Aybar'ın, Varan Turizm'de çak başarılı bir Genel Müdürlük dönemi var. Şimdi ise, onbir aydır yürüttüğü ve üçüncü vatani görevim dediği Renault Mais Genel Müdürlüğü görevinde.

Okuyuculardan biri takıldı geçen gün: "Babanın dükkânında krizle ilgili bir bilgi yok muydu? O dükkânı özledik."

Bir nehir düşünelim, meselâ Tuna Nehri... Karadeniz'i berbat edecek boyutlarda kirlilik taşıyıp duruyor.

Bu hafta, Kayalar Çelik San. ve Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Fikret Kaya'nın yönetim stratejilerini sizlerle paylaşıyoruz.

GEMSAN'ı 25 yılda sıfırdan dev bir kuruluş haline getirdiklerini belirten Adem Ünal, başarının öğrenme ve değişimi kavramada yattığını söylüyor.

Liderlik vasfı sadece insanlar için değil, devletler, kuruluşlar ve şirketler için de kullanılıyor bazen. "Şirketimiz sektörünün lideridir" deniyor meselâ. İşte buradan hareketle bir şeyler yazmak geldi bu hafta. Daha doğrusu sizlerin kıymetli vaktini boşa harcamamak için yorulan beynim derinlerden bu fikri buldu çıkardı.

Malum esas mesleğim Ziraat Mühendisliği. Öyle pek üretken bir meslek hayatım olmadı. Ekonomi ve işletmecilik dalına yönelince işin tekniği ile pek uğraşamadım.

Günümüzün sorunlarına ne kişiler ne de kurumlar tek başlarına çözüm oluşturabilecek gibi görünmüyor. Samimiyet platformunda çözüm ortağı olmak kaçınılmaz bir gereklilik.

Eğitim ve danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç her geçen gün artıyor. Çünkü kurumsallaşmanın başka yolu yok.

Bilgi çağına adım atmak lâfla olmuyor. Bugün bilgi çağına girmiş ülkelerin bu seviyeyi yakalamalarında birçok etken var.

Kalbe endeksli yönetilen şirketlerde çalışanlar, yöneticilerin daha çok şeffaf olmalarını bekliyor. Söyleyerek değil yaptıklarıyla örnek olan yöneticiler, sadeliğe ve tabiiliğe dikkat ettikleri ölçüde samimiyet ve yakınlık kurabiliyor ve şeffaflığı başarabiliyorlar.

Bugün sizlere içinde bulunamadığım için üzüntü duyduğum bir sohbetten notlar aktaracağım. Gerçi yoğun işlerim belirttiğim gibi, bu değerli insanı ziyaret ve kendisiyle sohbet imkânından beni mahrum etti ama, en kısa zamanda daha önceden de yakından tanıyıp sevdiğim bu güzel insanla bir araya gelme şansını değerlendireceğim.

İş dünyası değişime "evet" derken "nasıl" sorusunun cevabını tam olarak alamıyor. Bu alanda mesafe almak ise ancak danışmanlık projeleri ve eğitimlerle, bir başka deyişle bilgiye yatırımla mümkün.

Kalitenin her türlü mal ve hizmet için "olmazsa olmaz" şart olduğu artık biliniyor. Hatta "küresel düşün, yerel davran" sloganıyla özetlenen globalleşme hareketi, herkesi küresel boyutta kaliteli mal ve hizmet üretmeye adeta zorluyor.

"Human Resources" İnsan Kaynakları ve Yönetim Dergisi'nin düzenlediği 4. Eğitimciler Zirvesi'nin ikinci gününden faydalı olacağına inandığım birkaç bilgiyi, sizlerle paylaşmayı istedim bu hafta. Çünkü gerçekten tecrübenin konuştuğu seviyeli bir toplantı idi.

Yenilikçi ve hızlı kuruluşlar değer oluşturmak için; kendisini, amacını, çalışma şeklini, iş yapış süreçlerini, değişen şartlara uyumunu, organizasyon yapısını sürekli olarak sorguluyor, olması gerekeni merak ediyor, okuyor, soruyor, danışıyor, eğitime yatırım yapıyor, verimliliğe ve etkililiğe kafa yoruyor.

Risk alabilen, atak davranabilen, gözüpek, büyük düşünen, vizyoner iş liderleri girdikleri işte başarılı oluyorlar. Bu yüzden şirketler girişimcilik özelliği olan lider karakterli insanları arıyor.

Bilgi çağına bir ölçüde bizler de adım attık sayılır. Her ne kadar kişi başına düşen kitap sayısı bizde 0,6, Bulgaristan'da 6 ise de, ülkemiz insanı bilgiye eskiye nazaran daha fazla önem veriyor. Kitap ve bilgisayar fuarlarında bu ilginin arttığını gösteren izlenimler ediniyoruz.

Şirket dünyası, insanların yenilikçi olabilecekleri, risk alan girişimciler haline gelebilecekleri bir yer olmak zorunda. Yöneticiler iş hayatının hızına ayak uydurmak için kafa yoruyorlar.

Bizim insanımızın sağduyusu beni her zaman çok etkilemiştir. Bizim insanımızın uzakgörüşlülüğü, basireti, cesareti ve olaylara karşı firaseti daima beni şaşırtmıştır.