Ünal Bolat

“Biz de heyecanla yarını beklemeye başladık. Yarın acaba kiminle karşılaşacaktık?’’

“Gururla çıktığım mezuniyet kapıları. Ardına kadar açılan ya da yüzüme kapanan dert kapıları...”

“Zili çalmamla kapının açılması bir olurdu. Mübarek kadın kapının dibine iskemle atardı...”

“Arkadaşım, içine çektiği mis gibi koku için ‘sen de hissediyor musun?’ diye soruyordu.”

“Tam 1.500 kilometre yolu yaya olarak çok uzun bir sürede yürümek zorunda kalıyorlar...”

“Ben aslen Kastamonuluyum. Babamın adı Sefer’di. Ona da Kel Sefer derlerdi..."

“Aman Allah’ım bu, o kimse olabilir miydi? Ama o yıllar önce ölmemiş miydi?..”

“Bulmaca ilavesindeki hikâyede bir şahıs, arkadaşının cenazesi defnedilirken kabre düşüyordu...”

“Fatma gelinin gurbet elde vahşice, hunharca katledilişi köydeki herkesi derinden üzer!..”

“İbrahim ve oğlu onlar bu hayaller içindeyken köyde yaşananlardan habersizdirler...”

“Eşkıya tüfeğin dipçiğiyle Fatma yengemin ensesine kuvvetli bir dipçik darbesi indirdi!..”

“Ya altınların yerini söylersin ya da oğlunu gözünün önünde diri diri doğrarım!..”

“Bir sanduka içinde biriktirdiği 200 civarında Reşat altını, 200 lira kadar banknot vardır”

“Senin çok güzel elbiselerin vardı; benim yoktu. Senin arkadaşların çoktu, benim yoktu”

“O an, olimpiyatta tüm dünyanın gözü kahkahalarla bende imiş gibi hissettim”

“Amcacığım bugün ayın otuzu ama temmuzun otuzu. Son kullanım ağustosun on sekizi”

“Yumurtayı su dolu cezvenin içine usulca bıraktığında eğer sivri ucu aşağıya geliyorsa”

“Hayır efendim ne alakası var” desen olmaz, sussan olmaz, duymazdan gelsen olmaz.”

“Yumurta dedim de aklıma geldi, kimi tüccarlar günde iki yumurta yumurtlatıyormuş”

“Tam yanımdan geçerken birisi bana öyle şiddetli omuz vurdu ki tahmin edemezsiniz”