Ahmed Doğrusözlü

Diyânet'in başlatmış olduğu "Konulu Hadîs Projesi" başlıklı bir çalışma hakkında, Başkanlık'tan bir yetkilinin basına yaptığı bir açıklama, Batı medyası tarafından "İslâm'da reform yapılıyor" şeklinde verildi!..

Asîl milletimizin yükselmesini ve devletimizin ilerlemesini istemeyen düşmân güçler, maalesef gençlerimizin millî ve manevî değerlerden mahrûm yetişmeleri için çok çalışmaktadır...

Müslümânları, asırlar boyu, harp meydanlarında zaferden zafere koşturan biricik arzû, âhirette şehîdlere verilecek sonsuz nîmetlere îmân etmeleri ve bunlara kavuşmak için cân atmalarıdır...

Sevgili Peygamberimizin Mevlidi [doğum zamanı], Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki [bu sene 19 Mart Çarşambayı 20 Mart Perşembeye bağlayan] gecedir...

Muhammed aleyhisselâm, dünyâ yaratıldığı günden kıyâmet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en fazîletlisidir...

Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın Habîbi, yaratılmış bütün insanların ve diğer mahlûkâtın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisidir...

Sevgili Peygamberimizi doğru olarak tanımak, sevmek, O'na îmân etmek, tâbi ve teslîm olmak bütün saâdetlerin, hayırların, iyiliklerin başıdır...

Allahü teâlânın, bütün mahlûkâtına, özellikle insanlara olan merhameti, ihsânı, ni'metleri o kadar çoktur ki, bu ancak "sonsuz" kelimesiyle ifâde edilebilir...

Hadîs-i şerifte buyuruldu ki: "Allahü teâlâ, bazılarını, halkın ihtiyâçlarını karşılamak, onlara yardımcı olmak için yaratmıştır. İhtiyâç sâhipleri bunlara başvurur. Bunlar için âhirette azâp korkusu olmaz."

Orta Asya Türkleri arasında İslâmiyeti yayan büyük âlim ve velî Ahmed Yesevî buyurdu ki: "Gönlü kırık zavallı ve garîb birini görürsen, yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol."

Ahmed Yesevî, değişik memleketlerde, "Pîr-i Türkistân", "Hazret-i Türkistân", "Hazret-i Sultân", "Hâce Ahmed", "Kul Hâce Ahmed [veya Kul Ahmed Hâce]" gibi lakablarla tanınmaktadır...

En son ve en mükemmel dîn olan mukaddes dînimiz İslâmiyette, ilme, âlime, kitâba, okumaya, edep ve terbiyeye, güzel ahlâka çok büyük önem verilmiştir...

İslâmiyet; "medenî insan" ve "medeniyyet sâhibi toplum" meydâna gelmesi için, insanlara lâzım olan îmân ve ibâdetleri; iş, ahlâk ve cemiyet hayâtında uyulması gereken her şeyi bildirmiştir...

Genel olarak "Hat" denilince, "Kur'ân-ı kerîm harfleri ile yazılmış yazı" akla gelir. Sanat yazıları için "hüsn-i hat" (güzel yazı) tâbiri kullanılır. Hüsn-i hat yazarlarına "hattât" denilmiştir...

Türkler, İslâmiyete, ilme, medeniyete, insanlığa, hattâ bütün mahlûkâta çok büyük hizmetler yaptıkları gibi, pek çok sanat dalına ve bu arada hat sanatına da büyük hizmetler îfâ ettiler...

Eğitimde işin esâsı, hem kendisine, hem âilesine faydalı, hem de milletine, vatanına ve devletine yararlı unsurlar meydana getirmektir. İşte târih boyunca millî eğitimimizdeki ana hedef bu olmuştur...

Çocuklara ve gençlere ne kadar hizmet versek azdır. Zira azîz vatanımız, asîl milletimiz ve ebed-müddet devletimiz sağlam bir şekilde onların omuzlarında yükselecektir...

Bazı yazarlar, kitap ve makalelerinde, Hazret-i Ali Efendimizin torunlarından olan Seyyid Ahmed Arvâsî'yi, Türkistan'da yetişen büyük âlim ve velîlerden Hoca Ahmed Yesevî'ye benzetmektedirler...

Geçen yarım yüzyıla damgasını vuran Seyyid Ahmed Arvâsî, cemiyetimizde, gerçek bir fikir adamı ve sağlam bir münevver olarak hâtırlanıyor...

Türk fikir hayâtına yaptığı önemli katkıları bilinen ve eserleriyle birçok temiz gencin yetişmesini sağlayan merhûm Ahmed Arvâsî Hocayı doğru bir şekilde tanımak ve tanıtmak bir bahtiyârlıktır...