10 Temmuz 2007
Kızın yaşlı gözlerle bakışını unutamıyordu
Köy meydanındaki kahvenin önünde bulunan çardağın altı protokol üyelerini ağırlıyordu. Baş köşeye bütün heybetiyle Şakir Ağa kurulmuş nargilesini fokurdatırken, hemen yanında karakol komutanı oturmuş kendisine hararetle bir şeyler anlatıyordu. Diğer köylüler ise edep ölçüleri içinde anlatılanlardan nasiplerini alıyordu. Sadece Betiha köyü değil, civar köylerin de en zengini olan Şakir Ağa bileğine geçirdiği kehribar tespihi, iri taşlı gümüş yüzüğü, belindeki gümüş kabzalı tabancasıyla âdeta "ben zenginim, ben güçlüyüm, ben farklıyım" imajını veriyordu. Komutanın forsu bile onun yanında sönük kalıyordu.