İrfan Özfatura Ahmet Sırrı Arvas

"Ben ruhumla barışığım, arkadaşlarımla da barışığım. Ama soluk benizli katillerle barışamam. Barış bir kandırmacadan ibaret, buna alet olamam!.."

Kırk yıl boyunca Yeşilay Başkanlığı yapan Selahaddin Bey dernekten maaş almaz, şahsi işleri için kullandığı telefonun ücretini bile öder, içtiği çayın parasını masaya koyar...

Elimdeki kâğıtları masaya bırakıp bir iki adım geri çekildim. İlk defa şiirlerimi sunduğum bir usta, "Eee bence" deyip nasihate kalkışmadı. İnanın bu beni çok rahatlattı.

Eğer baskı altında kalırsak, ayaklarımız dolaşırsa topu Zidane'a veririz. O nasıl olsa bir şeyler yapar. Bixente Lizerazu (Fransa milli takımından)

Zihni Bey emekli olunca tekrar yöreye koşar. Silbaştan işe girişir ama bu kez başarır. Anadolu halkı 1937 yılından itibaren Rize'de yetişen çayları yudumlamaya başlar.

Rabbime karşı tevâzu' için yokluğu, yoksulluğu severim. Rabbimi arzûladığım için ölümü severim! Günâhıma keffâret olacağı için hastalığı severim! Dünyada, üç şey için yaşamak isterim: Uzun gecelerde namaz kılmak, uzun günlerde oruç tutmak ve sâlih kimselerin yanında oturmak için.

Hazret-i Muaviye, Hazret-i Osman'dan bir kadı istediğinde net bir cevap gelir "O yörede bu işi en iyi Ebu-d Derda yapar". Hoş, Efendimiz yıllar evvel "Her ümmetin bir hakimi vardır. Bu ümmetin hakimi Ebu-d Derda'dır" buyururlar ki o günleri işaret ediyor olmalıdırlar.

Karadeniz akmam dedi, / Ben Tuna'ya bakmam dedi, Yüzbin Moskof gelmiş olsa, / Osman Paşa korkmam dedi.

Tuna nehri akmam diyor / Etrafımı yıkmam diyor Şanı büyük Osman Paşa / Plevne'den çıkmam diyor

Hoca öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez, yetiştirir, aydınlatır. Talebe talep edendir; isteyen, arayan, susayan...

Dışarıdakiler kendini akıllı sansın diye birtakım binalar kurup içine bedbahtları doldurmuş, tımarhane demişiz adına... Tımarhaneler aydınlarımız yanında birer akl-ı selim abidesi... Devekuşu uyanıklığı temsil eder onların yanında...

Kıt'aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar... Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu gericidir...

Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla... Ben kalemle doğmuşum. İnsanlar kıyıcıydılar, kitaplara kaçtım...

Peygamber efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) ziyâret eden genç seyyid ceddinin kabrinde aşk ateşiyle yanar ve...

Ben rüzgârların hür estiği, gün ışığının engellere çarpmadan yayıldığı, duvarlarla, çitlerle, tellerle çevrilmemiş bir bozkırda doğdum ve orada ölmek istiyorum...

Beyazlardan ne kadar uzak durursanız içim o kadar rahat olacak. Soluk benizli gibi yaşamaktansa Kızılderili gibi ölmeyi tercih ederim...

Gülbenkyan Vakfı Türkiye'deki bölücü faaliyetlere destek olur. Bıkıp usanmadan, tehcir ve diaspora sakızı çiğner, bursları elbette ve öncelikle Ermeni öğrencilere sunar...

Vanlılar da Seyyid Fehim hazretlerini çok sever, vaazlarını kaçırmazlar. Şehir öyle nurlanır ki "Dünyâda Van, âhirette îmân" sözü ile anılmaya başlar...

Arkan'ın fedaileri pantolon kemerlerinden taşan balkon göbekleri ve Ray-ben gözlükleriyle tanınır, daha kahvaltıda içmeye başlar, bulut gibi dolanırlar.

Ali Hâdî hazretleri "Oniki İmam" diye bilinen feyz menbaının onuncu pınarıdır, onu Irak havalisinde Ebü'l-Hasan Askerî adıyla tanırlar. Sultanları susta durduracak kadar itibarlı olmasına rağmen fakir fukara ile dolaşır, dertlilere merhem olmaya bakar.