Nuri Elibol

Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devrimcilik... Bu 6 ilke Atatürk'ün kurduğu CHP'nin ilkeleri...

17 Aralık 2004, şimdiden yakın tarihimizin en büyük dönüm noktalarından biri oldu bile. Ancak Turgut Özal'ın AB'ye tam üyeliği ilan ettiği konuşmada işaret ettiği "uzun ince yol"un daha aşılması gereken çok safhası var.

Eğitim problemi, bu ülkenin gündemini yıllarca meşgul etmiş, pansuman tedbirlerle iyileştirilmeye çalışılmış amiyane tabirle ne öldürmüş ne de güldürmüş bir problem olagelmiştir.

Brüksel'de hayatımızın en uzun gecesini ve gününü dün yaşadık. AB'nin Türkiye ile ilgili taslak metni, hem resmi heyeti hem de biz gazetecileri adeta şok etmişti.

Brüksel'de artık sayılı saatleri saymaya başladık. Tarihi kararın ana hatları bizim yazımızı kaleme aldığımız öğle saatlerinde henüz net değildi. Ama dün akşamki yemekte Türkiye ile ilgili kararın ana hatları netleştirildi.

Sayın Başbakanın ekibi ile birlikte dün saat 15.00'te Brüksel'e geldik. Heyecanlıyız, çünkü 41 yıllık rüyanın en önemli raundu nasıl sonuçlanacak merakla bekliyoruz.

17 Aralık'a çok kısa bir zaman kaldı. Bu satırların kaleme alındığı sıralarda AB ülkelerinin Dışişleri Bakanları, AB ülkelerinin liderlerine sunacakları metnin teknik detaylarını tamamlamak için bir araya geldiler. AB Dışişleri Bakanları bu toplantıda özü oluşturulacak konuları liderlere bırakacaklar.

Tam üyelik, bizim için tartışılmaz konudur." "Artık masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı." "Muhataplarımız sözünü tutmadığı takdirde yolumuza aynen devam ederiz." Bu sözler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ait.

Avrupa Konseyi'nin 17 Aralık' ta Türkiye ile ilgili olarak vereceği karara temel oluşturacak taslak belge, dönem Başkanı Hollanda tarafından basına sızdırıldı. Hollanda 25 AB üyesinin Türkiye'nin üyeliği ile ilgili çekincelerini hiçbir değişiklik yapmadan alt alta yazıp taslağı oluşturmuş.

Perşembe akşamı konuğumuz Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ti. Sayın Bakanla eğitim sistemini ve öğretmenlik mesleğinin sorunlarını sorguladık. Ülkemizin en önemli meselesinin eğitim olduğu konusunda herkes hemfikir.

Dün 24 Kasım Öğretmenler Günüydü. Yurt çapında kutlandı. Devlet büyükleri mesajlar yayınladı. Gazetelerde, televizyonlarda öğretmenlerle ilgili haber ve yorumlar yapıldı. Çocuklar öğretmenlerine hediyeler aldı. Bugün 25 Kasım.

30 Ocak' ta seçim yapılması planlanan Irak'ın geleceği ve istikrarı ile ilgili Uluslararası Konferans dün Mısır'da başladı. Türkiye dahil 20 ülkenin Dışişleri Bakanı bu konferansa katıldı. Irak'taki seçimler ve siyasi sürece dünyanın desteğinin teyidi açısından bu konferans önem taşıyor. Konferansın bugün yayınlanacak sonuç bildirgesinde "Irak'ın içişlerine karışmayın" ikazı ağırlıklı bir biçimde yer alacak.

Adı Hayalet Öfkeymiş! Günlerdir havadan operasyon yapılıyor. Halkın üzerine durmadan bombalar yağıyor.

Bugünkü köşemi Ramazan bayramı öncesinde yazılı ve görsel basında geniş yer alan bir haberle ilgili değerlendirmeye ayırmak istiyorum. Hepiniz hatırlayacaksınız, Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Alacaköy'de toplu mezar bulunduğu iddia edilmişti.

Irak savaşı öncesinde ABD, Irak'a yapmayı planladığı askeri harekât için dünya kamuoyunun desteğini almayı denedi. Bu harekâta 'dünyayı ikna edebilmek için' makul gerekçeler sundu.

"Fırına girdik. Ekmeğimizi aldık. Çıktık. Bir araba çok hızlı bir şekilde kaldırıma çıktı... Çocuklarımı korumak üzere üzerlerine atıldım ve kendimi yerde buldum. Çünkü arabadan iki kol uzandı ve çantamı almak üzere beni sürükledi. Arabanın altına doğru sürüklendim. Kendimi 1 saniye farkla arabanın altında kalmaktan kurtardım. Polis 1-2 dakika içinde geldi. Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğüne gidip ifademi verdim. Herkese özellikle sevgili polislerimize teşekkür ederim. Bu adamlar umarım yakalanacaklar. Ama yakalandıklarında ne olacak? Çantamdaki 20 milyon için beni ve çocukları öldürebilecek kadar gözü dönmüş kişilere ne olacak? Bu basit bir hırsızlık değil cana kast bence." Bu satırları İstanbul Mimaroba'dan Zeynep Hanım www.hukuki.net adlı bir internet sitesine yazmış.

ABD seçimlerinden sürpriz çıkacağı gözüyle bakanlar yanıldılar. Cumhuriyetçi aday George W. Bush, Demokrat aday Kerry'e az da olsa bir fark atarak yeniden başkanlık koltuğuna oturdu.

Bugünlerde en fazla tartışılan iki konu; Üniter devlet yapısı ve azınlıklar. Türkiye'nin hassas olduğu bu iki mesele Avrupa Birliği'nin 6 Ekim'de açıkladığı İlerleme Raporu ile birlikte yine gündemin baş köşesine oturdu.

Cumhuriyetin 81'nci yıldönümünü geçtiğimiz Cuma günü coşkuyla kutladık. Tesadüf sonucu aynı gün, Türkiye AB Anayasasına imza attı. İki tören aynı güne denk geldi.

AB Konseyinin, 17 Aralık'ta Türkiye'ye net bir tarih vermesinin önündeki en önemli engellerden biri de Fransa'nın bu konudaki kafa karıştıran, netleşmeyen tutumu idi.