Öcal Uluç

Oooo, Shakhtar Donetsk, "4 önemli oyuncusu sakat ve cezalı olan" ve bu yüzden Saracoğlu Stadı'nda "sadece fizik gücü ile oynamak zorunda kalan" Werder Bremen'i "uzatmalarda zar zor yenip" UEFA Kupası'nı aldı ya, ortalığı "beklendiği" şekilde "Lucescu övgüleri" kapladı; onu, nerede ise "Dünyanın en büyük futbol dehası" diye ayakta alkışlamamız isteniyor!..

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın "yeniden aday olacağını açıklayacağı" basın toplantısına, toplantının başlamasına dakikalar kala verdiği "keyfi bir emir" ile "Fenerbahçe'yi takip eden" spor muhabirlerini aldırmaması, basın toplantısını "kahvaltıya çevirip", sadece "anlı ve de şanlı yazar-çizer-yorumcu ve de spor servisleri müdürlerini muhatap alarak", basın toplantısını "onlarla" yapışı, "mesleğimiz ile kulüp başkanları ilişkileri" bakımından "kabul edilemez" bir uygulamanın "başlangıcı olma" tehdit ve tehlikesini gündeme getirdi.

Beni, "ligler temiz" diyerek kimse güldürmesin!.. Bank Asya 1. Ligi'nin "son hafta maçları" bile, ligimizin "ne kadar temiz olduğunu" gösteriyor!..

Büyük maça, Süper Lig'e hasret İzmirliler, Fortis Türkiye Kupası Finali'nde mücadeleli ve heyecanlı bir karşılaşma ile, tribünleri doldurmanın karşılığını aldılar!..

İki kelime" ile "utanç verici!.." Ben Galatasaray Başkanı olsam, "maç biter bitmez" Bülent Korkmaz'ı kapının önüne koyardım!..

Galatasaray Futbol Takımı'nın "bu hâle düşmesinin ana sebebi", ortadadır; Başkan Adnan Polat'ın "değişim mi, dönüşüm mü olduğu pek anlaşılamayan" temizlik (!) harekâtı!..

Bazı başkanlara: Bir adamın gerçekten büyük olup olmadığını, onun alçak gönüllülüğünden anlayabilirsiniz. (John Ruskin)

Fenerbahçe son yıllarda ülkemizde "futboldan sonra ikinci sırada olan" basketbol başta "birçok spor branşında" Galatasaray'a da, Beşiktaş'a da tur üstüne tur bindirdi!..

Olan oldu!.. Biliyorum ki, Başkan Adnan Polat da bin pişmandır!.. "Büyük başarılar" ve "büyük paralar" kazanılacak bir sezonda, inadı ve kompleksleri yüzünden, kendisine de, Galatasaray'a da çok şey kaybettirmiştir!..

Galatasaray'da futbolun yöneticileri Adnan Sezgin ve Haldun Üstünel!.. Saha içinde ya da tribünde, hemen her maçta "hakemlerin Galatasaray aleyhine çaldıkları" ya da "lehine çalmadıkları" düdüklere havalara kalkıp "el - kol" ve de "ağız" hareketleriyle tepki gösteren yetkililer!..

Aziz Yıldırım'ın "Ben bilirim, ben yaparım, gidenler de kimmiş, gelenler onlardan çok daha iyi" diye diye "teknik direktör seçiminden, futbolcu transferlerine kadar" futbolla ilgili "her şeyi" tekeline alıp, kimselere "söz söyletmediği", söyleyenleri "tasfiye ettiği, fırçaladığı, kulüpten kovdurduğu" gerçeğini yıllardır yaşıyoruz; durum ortada!..

Neymiş, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, "Galatasaray - Fenerbahçe maçındaki olaylara el koymuş, futbolcuları barıştıracakmış.

"Balık baştan kokar" diye başlayacaktım yazıya ama Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde görüldüğü gibi; "koku balığın kuyruğuna kadar gelmiş"; yani tamamı kokmuş!.. İşte "acı" tablo:

Eeee!.. Sen "protokol tribünündeki misafir yöneticiye", yanı başında küfür eden, sonra da "Ben küfrü ona etmedim, maçın hakemlerine ettim" diyen yöneticiye karşı, üstelik bu sözler TV ekranlarına ve gazete sayfalarına çarşaf çarşaf geçerken, "Görmedim, duymadım, hiçbir şey yapmıyorum" oyununu oynarsan, işte olacağı budur!..

Okuyucularım beni affetsin; herhalde "Ben bu futbolu hiç bilmiyorum"; öyle ya, pazartesi gecesi seyrettiğim Gaziantepspor-Galatasaray maçı için "düşündüklerim" ile dün sabah "aslî ödevleri" maç takibi, yazımı, yorumlaması ve de "görevleri" sadece ve sadece bu iş olan çok arkadaşımın "yazdıkları, söyledikleri" arasında dağlar kadar fark var!..

"O öyle oynadı, bu böyle oynadı; o iyiydi, bu kötüydü; o oynar mıydı, bu neden oynamadı" lâflarıyla uğraşmayacak ve sözü uzatmayacağım!..

Ne söyleseniz, ne yazsanız boş, Fatih Terim bildiğini okur!..Madde bir: O hep haklıdır!..

Ta Almanyalardan, Avustralyalardan telefonlar, mailler alıyorum; Türkiye'den arayanlar ise saymakla bitmez; Galatasaraylılar üzgünler, öfkeliler, daha kötüsü, çoğu ümitsiz!..

Avrupa Şampiyonu ile dört günde iki maç!.. Hocamız Fatih Terim özetle diyor ki; "Futbolcularımızın moralleri çok bozuk.

Evet, Galatasaray'ın bu hâle düşmesinden "birinci derecede sorumlu" Başkan Adnan Polat'tır; diğerleri "tâli" sorumlular!..