Ünal Bolat

“Şimdi, hiç ölmeyecekmiş gibi kendimizi kandırıp, ölümden kaçtığımızı zannediyoruz!..”

“Birkaç saat önce gördüğü konuştuğu insan, üstü tamamen örtülü karşısında yatarken...”

“Cuma namazı sonrası hutbe konusunu anladığımız şekilde özetleyince mest olduk.”

“Bizi sakallı nur yüzlü, gayet kibar bir köylü karşıladı. Cami bahçesine sohbete götürdü.”

Paraya aşırı ihtiyacım olduğunda içimden "şimdi bir 10 liram olsa..." diye geçirdim. İlk kez böyle bir şey olmuştu...

“O gün belki de o aile apartmanında ekonomik durumu en zayıf olan kişi oydu...”

“Devlet sadece kanunla, bina ile değil; bazen bir teyzenin kalbinden kopan duasıyla ayakta durur.”

“Aman ha! Devletin ormanına zarar vermeyelim. Ormancı Cafer affetmez” sözü yayılır...

“Devletin ormanında ne işin var? Ormana girmenin yasak olduğunu bilmiyor musun?”

“Bu elimizdeki tek orijinal nüsha, Muhammediye. Mehmet Bîcan hazretlerinin eseri...”

“Fuzuli’den ‘aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tâbib’ deyince dedim “iyi hadi başla”

“Ve şimdi geriye şu soru kaldı: Sen hiç bayram sabahı tavanın düştüğünü gördün mü?”

“Acaba dünya hayatının gerçeklerini görüp hakikatlerini kavrayıp uyanabilir miyim?”

“Bizim çocukluğumuzda doğum günlerimiz kutlanmazdı, kutladığımızı hatırlamıyorum...”

“O zamanlar, dedelerin ninelerin aile dışına itilmediği merhamet yüklü yıllardı...”

“Dua çınarı camiinin en ön safını 4-5 yaşında dedemin yanından ayrılmadan işgal ederdim...”

“Ne diyeyim, nasıl yazayım? Hem elde avuçta kutlanacak hem anlatacak bayram mı kaldı?”

“Ne işe yarayacakmış bu kokulu televizyon? Evde, iş yerinde kokudan durulmaz ki!..”

“Birçok gence çok güzel katkılar sağlamış ve kalıcı izler bırakmış bir gönül insanıydı...”

“Araçtan inenler amcanın elindeki evraklara bakıp daha sonra birbirlerine sarıldılar...”