20 Ocak 2025
Bütün hamd ve şükürler
Ağaçlar, kayalar, denizler, nehirler, dağlar, bulutlar, otlar, topraklar, renkler, hayvanlar, çiçekler, insanlar, sesler, kokular, tatlar, dokular, ilâ ahir... Bu saydığım şeylerin hepsi birer sanat eseridir. Biz sanat eseri demesek bile öyledirler. Yani bize öyle hissettirirler. Zira bir dizayna ve estetiğe sahiptirler. Birçoğu güzelliği ile insanı âdeta büyüler. Ve ne yazık ki çoğu kez akıllara bunları yapan gelmez. İlginçtir, insanların dünyasında bu durum tam tersi bir şekilde işliyor. Yani ressamların, heykeltıraşların, mimarların, marangozların vesaire yaptıkları güzel eserlere bakıldığında bunlara hayran kalınıyor ve bunları yapan sanatçıların isimleri zikrediliyor ve methiyeler düzülüyor. Lâkin bu sanatçıların eserlerini ortaya koyarken ilham aldıkları tabiatın bizzat kendisini yaratan Allahü teâlâ acaba ne kadar hatırlanıyor? Mesela çok güzel bir orman manzarasının ustalıkla resmedildiğini görenler beğenilerini gizleyemiyor. Belki ressam da bu durumdan hoşnut oluyor ve gururlanıyor. Peki tuvaldeki ormanın aslı, yani gerçeği düşünüldüğünde ne yapmalı? Gururlar bu noktada kırılır. Hayranlığın yönü değişir. Her şeyi yaratan Allahü teâlâya şükür etmek akla gelir.