Naci Arkan

Toplumun çoğu kesiminde genellikle böyle durumları görürüz. "Asalım, keselim" edebiyatı yapanlar, iş tatbikata geldiğinde ortadan "sır" olup giderler... Gözler birilerini arar...

Şampiyonluk adaylarından birisi olan Beşiktaş, mutlaka goller de yiyecektir... Ama bir korner atışında yerleşimini rastgele yapan; adam paylaşımından bihaber olan bir takım görüntüsü verirse; o siyah-beyazlı takım kalesinde, rakibin hiç zahmet çekmeden attığı kafa golünü de görür işte...

Çok kişi böyle düşünüyor; çok kişinin aklından geçip söyleyemediği cümle bu...

Hani "İki pehlivan çıkmış meydane; ikisi de birbirinden merdane" derler ya...

3 Temmuzdan bu yana, spor sayfalarına ve spor programlarına egemen olan "Şike ve teşvik" olaylarının her gün yeni bir senaryosu karşımıza çıkmaya devam ediyor...

Dün sabah, gazetelerde duygusal bir fotoğraf dikkatimizi çekti... Poşete sarılmış (yanlış anlaşılmasın) bir deste para...

İnönü'yü sis basmış, futbolun görüntüsünü bozmuş, işin bahanesi... "Kurt sisli havayı sever" diyenler boşuna mı konuşmuşlar sanki...

Kulüpler Birliği... Sanırsınız ki, astığı astık, kestiği kestik... Sanırsınız ki, Bakanlar Kurulu...

Şiddet Yasası'nın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve birkaç milletvekilinin itirazına rağmen iyice yumuşatılmasının ardından, şimdi başka bir değişiklik gündemdeki yerini koruyor...

BKarşılaşma başlar başlamaz daha yerimize şöyle bir oturmuştuk ki "Ne oluyor" demeye başladık... Beşiktaş'ın futbola ve gole aç bir gününde olduğunu nereden bilebilirdik ki...

Geçen hafta sevgili Öcal ağabeyim de yazdı... "Ligden düşme kalksın" diye...

Dün, Samsunspor'a takılan Beşiktaş için kimse "Yazık oldu" demesin sakın... Bu kadar kötü gününde olan bir takım için, beraberlik on takla atılacak sonuçtur... Şimdi ilk olarak, kim getirmişse (Mendes), kim almışsa sormak lazım...

Tekere çomak sokmak diye bir tabir vardır bizde... Her şey yolunda giderken, birileri düzenin bozulmasını ister sanki...

İnsanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş derler... O yüzden fazla meraklanmasak da yine de içimiz içimize sığmıyor...

Ligde ve Avrupa'da galibiyetlere abone olan Beşiktaş, kendisini bu halkadan koparmamak adına, İstanbul Büyükşehir'i de gözüne kestirmişti...

Biz, 3 Temmuz tarihini, futbolumuzun alev aldığı, etrafını cayır cayır yaktığı gün olarak düşündük... Oysa hiç de öyle değilmiş...

Ligde oynadığı son Trabzonspor maçı ile dün geceki Avrupa Ligi karşılaşmasını ciddiyet açısından birbirinden uzaklaştıran Beşiktaş, buna rağmen çok önemli üç puanı cebine koymasını bildi...

Kevgire çevirdiğiniz bir yasanın "İşte tam istediğimiz kıvama geldi" diye mutluluk vermesinden memnun musunuz?

Bir tuhaf maç izledik... Tuhaflığı heyecansız falan olduğundan değil...

Abdullah Avcı kibar, gözünü para bürümemiş, istikrarlı, başarıya aç, herkesin neredeyse ortak noktada birleşerek "Tam milli takıma yakışacak adam" dediği birisi... Milli takım, onunla dileriz, büyük başarılara adım atacaktır...