Rahim Er

15 Haziran 2014 tarihinde yaşanacak olan "Babalar Günü"ne daha çok zaman var; fakat hazırlık yapılsın diye teklifimizi bugünden yapıyoruz.

Türkiye düşmanları, taşeron örgütlerle 30 Mart ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kana bulayarak yılgınlık uyandırma peşindeler. Siyâsî partiler, daha yumuşak bir üslûbu tercih etmeli.

Âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı/İnsanlığa insanda budur işte delâlet-Ziya Paşa

Türkiye'de Kuvvetler Ayrılığı değil, Kuvvetler Parçalanmışlığı vardır. İlker Başbuğ üzerinden çıkarılacak kargaşaya uyanık olmalı...

Sn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Perşembe akşamı çıktığı A Haber'deki programda ağırlıklı mevzular; Paralel Yapı, Kırım gelişmeleri ve İnternet Kanunu'ydu. Paralel yapıyla alakalı "bunlar dînî cemaat değil, dînî cemaat taban; üst yöneticiler siyâsî örgüt" sözünü üzerine basa basa telaffuz etti.

Bu defa Rus "Goben" ve "Breslav"ları Boğazlarımızdan Sivastopol'a doğru süzülüp geçerken biz onları sadece seyrediyoruz. Kanal İstanbul devreye girdiğinde seyre mecbur kalan değil, hükmeden irade olacağız.

Moskova'da rejimin şekli çarlık, komünist, cumhuriyet veya başka her ne olursa olsun emperyal emel değişmez.

30 Mart, sıradan bir mahalli seçim olmayı aşmıştır. AK Parti, 30 Mart'ta sandıktan büyük bir zaferle çıkarsa Türkiye birçok zinciri kırabilir.

Birileri Haçlı-Siyon-Neocon iş birliği yapıyorsa; bizim de bu ülkenin has evlâdı Başbakanımıza sahip çıkmamız haysiyet borcumuzdur.

İnternetin kanuni kayıttan uzak kalmasını istemekle her silah taşıyana cinayet işleme hakkı tanımak arasında fark olmaz.

Sultan Abdülhamid Han, 10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda nezaret altındayken vefat etti.

Suriye vahşetinden sonra Ukrayna yangını ve Bosna ürpertisiyle çevrilmekteyiz. Azerbaycan veya Gürcistan gibi bir komşumuz daha karıştırılırsa tam çembere alınmış oluruz.

Kanuni Sultan Süleyman Han'ın Şehzâde Mustafa'yı gözden çıkartmasının birçok sebebi vardır.

CHP'nin Kemalist tekke mensupları, Kılıçdaroğlu, "yeni CHP" deyince "yeni CHP'ni de al ve git!" dediler. Kemal Kılıçdaroğlu, bir yere gitmedi, fakat bir daha da o sözü edemedi. Ama "Kemalist tekke müridanı" da bir yere gitmedi.

Güneydoğu üzerinden bütün Türkiye için inşa edilen Barış Süreci, Kıbrıs'ı da etkiledi. Bu, beklenmedik bir gelişmedir. Sisli gündem sebebiyle henüz hakkıyla görülememekte.

Kesesinden vurulamayan vatandaş, kalbinden vurularak yılgınlığa ümitsizliğe, çâresizliğe düşürülmek istenmektedir...

Taksici esnafı, insanı da hayatı da tanımaktadır. 10 Yılda yapılanlara dair öyle şeyler anlatıyorlar ki değme iktidar vekili onları bu muntazamlıkta sıralayamaz.

Partili taraftar, holiganlaşarak seviyesizlik gösterdiğinde; o kirli sözleri susturmayan siyasetçi, denilenlere imza atıyor demektir.

Kürtler, bugün birçok kimseden daha fazla Barış Süreci'nin ne anlama geldiğini görebilmekte. İşgalci gündemin ana hedeflerinden biri, o süreci baltalamaktır.

Devlet, çok yönlü bir badire daha atlattı. Şayet, Hükümet kuvvetli, Hazine güçlü olmasaydı, bu süreç çok zor olurdu.