Resul İzmirli

Meselelerimizi sistem bütünlüğü içinde düşünmeye bir türlü alışamadık. O zaman da verimsizlik yakamızı bırakmıyor. Sistem anlayışının önemini kavrasak birçok problem yok olup gidecek.

Takım olmak öyle kolay mı? Sabır ister, yürek ister, tevazu, fedakârlık, vefa, iyiniyet, sevgi, güven, coşku, gayret ister... Daha da uzatılabilir bu liste ama bunların içinde en önemlilerinden biri de, vefa ister, kıymet bilirlik ister, kibarlık ister...

"Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri dünya markalarının çok fazla olmamasıdır" der dururuz mâlum.

Göçmen kuşlarda, güvercinlerde, arılarda, yunus balıklarında, köpek balıklarında ve giderek diğer birçok hayvanda seyahat ederken yön bulma hususunda önemli bir keşif yapıldığını okudum dün bir yerde.

Yılmaz Öztuna üstadımız meseleye noktayı dünkü yazısında koydu. "1 Mayıs komünistlerin bayramıdır" dedi.

Birinci beyin, taa 1993'lerden beri kendisini tanıdığım bir komşu genç.

Sistem düşüncesi", ya da "Sistem yaklaşımı" 1970'lerin gözdesiydi.

Süreyya Ciliv'i yıllar öncesinden, daha Amerika'da Bill Gates'le beraber çalışırken tanımış ve o zamanlar İş Dünyamız programında misafir etmiştik.

Yarın son elli yılın en başarılı iş liderlerinden Jack Welch'i dinliyor olacağız bu saatlerde. Turkcell'in konuğu olacak Jack Welch, iş dünyasına damga vuran yönetim tarzından damlalar sunacak.

DYP'nin genç ve inançlı genel başkanı Süleyman Soylu ile beraber olmuştuk geçen günlerde.

Bir zamanlar Telekom'u özelleştirmek üzereydik. On onbeş yıl önce değeri 30-40 milyar dolarlarda dolaşıyordu.

Vücudumuz organlardan, organlar dokulardan, dokular çeşitli hücrelerden meydana geliyor.

Kendimi bildim bileli bu memlekette siyaset, gündemin birinci maddesidir.

Bizim çocukluğumuz, gençliğimiz daha bir başkaydı. Arkadaşlık, komşuluk ilişkileri daha yoğundu sanki. Haberleşme imkânları böylesine gelişmemiş olduğundan, herkesi yamalı pantolonlu "Cizlaved" ayakkabılı bilir, daha fazlasını talep etmeyi düşünemez, kendimizi mutlu edecek şeyleri bulmakta zorlanmazdık. O zamanlar sağlık problemleri de fazla dert edinilmezdi.

Televizyondaki programa; ismine de uygun düşmesi açısından "İş Dünyamız"ın bütün kesimlerinden misafir almaya çalışıyoruz.

Bazen aptalca sorular ne kadar işe yarar bilirsiniz. Konu bir berraklaşır, anlaşılır hâle gelir, sanki cevap bu aptalca sorudan fışkırır gibi olur.

Futbol, basketbol gibi takım olarak oynanan oyunlardan yönetimle ilgili birçok motif yakalamak mümkün oluyor. Tabii birazcık analitik yaklaşmak şartıyla...

Altmış, yetmiş, seksen, doksan, ikibin, ikibinbir, ikibiniki, ikibinaltı, ikibinyedi, ikibinyedi temmuz, ikibinyedi aralık, ikibinsekiz mart...

Türkiye'nin kalkınmış olmak yolunda en önemli ihtiyacı nedir?.. İnsan kendi kendine böyle acayip zor sorular sorar ve sonra mahcup olmayı göze alır mı? Benimkisi de akıl işte!..

Millî gelirimiz şöyle ceplerimizi hakkıyla ısıtıncaya, monetarist hesaplarla ve de kur değişimlerine bağlı olmadan, reel yani gerçek olarak, "on bin dolar" oluncaya kadar sabredelim.