Resul İzmirli

Olan biteni şöyle bir hatırlamaya çalıştım... Meclis seçim kararı almadan önce bu konuda kim neler demiş nasıl davranmıştı? Bu arada seçim kanunlarının siyasî istikrarı sağlayacak tarzda yenilenmesini önceden söyleyen olmuş muydu?

"En kötü karar, kararsızlıktan iyidir." Bir atasözü bu. Atasözü de ortak aklın kristalleşmiş şekli. Türkiye'nin en büyük handikapı siyasette kararsızlığı körükleyen bir hukuk altyapısına sahip olması herhalde.

Yok seçilemiyenlerin küskünlüğü, yok seçimi geciktirerek dokunulmazlık sebebiyle haklarında başlatılacak yargı sürecini geciktirmek istiyorlar gibi argümanlar ortaya konulmaktadır.

Bu seçimlerde, entelektüel sermayenin bilincinde olarak, siyasi istikrarı sağlayacak birilerini destekleyin. Onun için de rastladığınız adaylara entelektüel sermaye konusundaki görüşlerini sorun. Bakalım ne cevap alacaksınız?

Akrabalık bağlarımızın gittikçe zayıfladığını sizler de farkediyor musunuz? Geçen gün 28 yaşında bir yeğenle ilk defa karşılaştık. Şimdi bu yeğenle ilgili birşeyler yazacağım bugün; ama lütfen ona iş arıyorum şeklinde anlamayın.

Bendeniz Avrupa denilen kültürün içinde 3 yıl devamlı kaldım. Federal Almanya'da bir üniversitenin bir enstitüsünde bulundum bundan 25 yıl önce.

Çok ortaklı bir şirketsiniz. Daha etkin olmak, daha çok kazanmak için yeni ortaklar arıyorsunuz. Bunu ilân ediyorsunuz. Belirlediğiniz şartlar gereği başvuruları değerlendiriyorsunuz. Adaylardan birinin durumu şöyle özetlenebilir.

Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu'nu adam etmeden de olsa, yükselen sosyal tansiyona ilaç olacağını düşünerek erken bir seçimi Meclis'te kabul ettik. Listeler yayınlandı, şimdi de milletin umudu haline gelen bu seçimin yapılmasını engellemeye çalışanlar ortaya çıktı...

Demokrasinin temeli olan "millet iradesinin" adam gibi tecelli etmesini sağlayacak bilgi çağına yakışır bir Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nu çıkarmayı beceremedik.

Genç, hevesli, heyecanlı bir araştırmacı ruhuyla dönmüştüm Federal Almanya'dan. Almanların muhteşem kooperatif organizasyonlarını yakından tanımış, kooperatifçiliğin komünistlikle bir tutulduğu ve o yüzden kooperatif bilim dalına daha ziyade o zamanki sol zihniyetlilerin ilgi duyduğu Türkiye'de, bendeniz solcu olmayan nadir kooperatifçilerden olmuştum.

‘Diyalog', iki kişinin oturup, birbirlerinin fikirlerini, görüşlerini saygıyla dinleme olgunluğunu gösterdiği bir ortam. Bu ortamı yıllar boyu özlemişimdir...

Ankara'ya yolunuz düşerse, Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'ne gidin ailecek. Orada Kurtuluş Savaşının ne demek olduğunu rahatça görürsünüz. Sonra da oturur halinize şükreder, bize bu vatan emanetini, hıyanet etmeden ulaştıranlara gönülden teşekkür edersiniz.

Beynimde "Hâlâ yazını yazmadın! Hadi artık bitir şu işi", midemde "Yanıyoruuum!" sesleri yükselirken, iki görüntü yolumu aydınlattı.

Yıllardır seçim öncelerinde sol kesim müthiş bir dağınıklık sergiler. Bu durum son ana kadar devam eder. Seçim günü sol seçmen müthiş bir atak yapar. Sol oyları bir partide birleştirir. Böylece ya iktidar olur, ya da iktidara ortak olurdu.

"Nereden esti siyaset ?" diye sordum, Yeni Yüzler Partisi'nin Halkla İlişkiler Sorumlusu genç hanıma. "Bundan yirmi gün kadar önce parkta oturuyorduk. Babam 'Biz iyi kötü birşeyler yaptık bu ülke için, peki siz ne yapmayı düşünüyorsunuz?' diye sorunca şöyle etraflıca düşündüm ve ülke için bugünlerde yapılabilecek en doğru işin, siyasi faaliyetlere katkıda bulunmak olduğuna karar verdim.

Bu ülkenin gerçekten dünyada bir eşi yok... Bu ülke insanının gerçekten dünyada bir eşi yok. Peki ama neden bu sıkıntı bu krizler? Neden bu olumsuz hava?

21. Dönem Büyük Millet Meclisi üyeleri gelecekte torunlarına övünerek anlatacakları hatıralar hazırlıyorlar kendilerine. Bu Meclis'teki herkese, bu olgun havadan dolayı müteşekkir olmalıyız. Özellikle seçim kararı alındıktan sonra seçmenlerine anlatmakta zorlanacakları kararlara katılmaları da ayrıca takdire şayan olmuştur.

Bilgi çağı ile ilgili öyle tahminler yapılıyor ki bazıları insanın kanını donduruyor. Bundan dört beş yıl önce katıldığım bir seminerde konuşmacı, "2004 yılında birbuçuk milyar insan kablosuz internet kanalıyla, neredeyse bedava denecek bir bedelle birbirleriyle haberleşme imkanına kavuşacak" diye bir iddiada bulunmuştu.

Güzel atasözlerimiz, dünya kültürüne hediye ettiğimiz muhteşem beyitlerimiz var. Uzun uzun köşe yazısı yazacağımıza, bir beyitle işi bitirmek bile mümkün. "Halep orada ise arşın burada"... Hani bir kişi Halep'te şöyle bir hamlede 20 arşın atladığını söylemiş olmalı ki, bir ata da öyle deyivermiş. Bir arşın 60-70 cm kadar bir uzunluk olsa gerek.

Bir ülkede istikrar kadar önemli başka bir konu olamaz desek, herhalde çoğu kişi bu fikre katılır. Özellikle siyasi istikrar ülkelerin gelişmesi, kalkınması vatandaşlarına insanca bir hayat standardı sunabilmesi için olmazsa olmaz bir şart oluyor.