Naci Arkan

F.Bahçe'ye gelmiş geçmiş en büyük yabancı olan Alex'in de aldığından daha fazlasına transfer edilen; imzayı basar basmaz "Ben doğuştan F.Bahçeliyim" diyen Emre, bir defa daha muradına erdi...

"Kahveniz nasıl olsun?" diye sorarlar ya... Siz de genelde "orta şekerli" diye karşılık verirsiniz... Bu, sizin kahve tiryakisi olmadığınızın delilidir...

Onlar, kendilerini hep dev aynasında görür... "En yakışıklı benim" "En iyi oynayan benim"

Başkanı "Hem tatil, hem ticaret" amacı ile Fransa'da, dedikodu çarkını döndüren arayışlar içinde olmuş... Seyircisi "Hem protesto, hem küskünlük" içinde İnönü tribünlerini boş bırakıp, siyah dev pankart açmış... Gönderilecek yabancıları "Gitmezük" diye kazan kaldırmış...

Ligin ilk yarısı biter bitmez, G.Saray, transfer taarruzuna başladı... Günlerce manşetlerde "Mehmet Yıldız" ismi, sarı-kırmızılı takımla özdeşleşti... Kimisi "Mehmet Yıldız G.Saray'da ne yapar ?"

Ba­zı fut­bol­cu­la­rın, klâs­la­rı­na rağ­men, ne­den ye­dek kal­dık­la­rı­nı me­rak eder du­ru­ruz...

Da­ha ma­çın ha­va­sı­na gir­me­miş­ken, peş pe­şe ge­len üç go­lün ge­ce­nin aya­zı­nı ısıt­tı­ğı der­bi­de, Be­şik­taş, li­gin ilk ya­rı­sı­nın son haf­ta­sın­da şam­pi­yon­lu­ğa hav­lu at­mış ol­du...

Er­man To­roğ­lu, bu ül­ke­de ha­kem­le­rin "öcü" gi­bi kork­tu­ğu bi­ri. Onun di­li­ne düş­me­mek için; yö­net­tik­le­ri maç­lar­dan son­ra ha­kem­le­rin, ak­şam­ki Er­man prog­ra­mı­nı dü­şün­me­le­ri bo­şu­na de­ğil... Ada­mın, ha­ka­ret­ten taz­mi­nat öde­me gi­bi bir kor­ku­su yok ki...

Yö­ne­ti­mi­nin, al­lak bul­lak et­ti­ği An­ka­ra­gü­cü'nün, dün­kü kar­şı­laş­ma­ya çı­kar­ken ce­bin­de pa­ra­sı de­ğil, bey­nin­de sa­de­ce p­res­ti­ji var­dı...

Bel­ki de, dün­ya­da bir eşi yok­tur. Adam ko­van, adam ge­ti­ren tri­bün­ler, ko­ca bir ta­kı­mı par­ma­ğın­da oy­nat­ma­ya de­vam edi­yor.

Hem Be­şik­taş, hem An­ka­ras­por, bu li­gin, hü­cu­mu en faz­la se­ven, fut­bo­lu as­la çir­kin­leş­tir­me­yen i­ki ta­kı­mı... On­la­rın bu ar­zu­lu an­la­yı­şı­na, ön­ce sir­ke, son­ra li­mon, da­ha son­ra­da bir a­vuç tuz dö­ker­ce­si­ne, ne­fis bir ye­me­ği ze­hir e­den aş­çı gi­bi, dü­nün tek bir suç­lu­su var­dı...

Kal­leş­lik­ten baş­ka dü­şün­ce­le­ri ol­ma­yan­la­rın dö­şe­dik­le­ri ma­yın­la­rın, bi­rer ba­cak­la­rı­nı al­dı­ğı yer­den ge­li­yor on­lar... Ki­mi­si­nin tes­ke­re­si­ne 7 gün kal­mış...

Fa­vo­ri ol­ma­nın pa­ra et­me­di­ği Sa­ra­çoğ­lu Sta­dı'nda, gü­len ta­raf "bit­ti, tü­ken­di" de­ni­len F.Bah­çe ol­du... Türk fut­bo­lu­na ne­re­dey­se bir asır­dır renk ka­tan iki ta­kı­mın dün ge­ce­ki ma­çın­da, fut­bol adı­na gü­zel, ka­li­te­li iş­le­ri göz­ler­ken, bu kar­şı­laş­ma­nın ev sa­hi­bi adı­na çok den­ge­le­ri de­ğiş­tir­di­ği­ne şa­hit ol­duk...

Ha­ni Pe­kin Olim­pi­yat­la­rı­na gi­der­ken ha­va bas­mış­tık ya:

Dün ge­ce bir ke­re da­ha is­pat­lan­dı ki; Aziz Yıl­dı­rım, 11 yıl­lık baş­kan­lık dö­ne­min­de, en pa­ha­lı ama en yan­lış trans­fer po­li­ti­ka­sı­nın baş ak­tö­rü ol­muş­tur...

Ne tu­haf bir lig haf­ta­sı... Fut­bo­lun sü­sü olan gol­le­ri, mum­la ara­sa­nız bu­la­ma­ya­ca­ğı­nız, İnö­nü ge­ce­si­ne ka­dar 8 maç­ta sa­de­ce 10 go­lün atıl­dı­ğı bir kı­sır haf­ta­nın so­nun­da, Be­şik­taş haf­ta­yı en mut­lu bi­ti­ren ta­kım ol­du...

Al­çak gö­nül­lü­lük süs­tür... Fa­kat ha­yat­ta, on­suz da­ha ba­şa­rı­lı olu­nur..." Ta­bii ki, sev­gi ve say­gı gör­mek is­te­yen in­san­la­rın al­çak gö­nül­lü ol­ma­sı, bi­rin­ci pren­sip ola­rak gö­zük­se de, bi­zim ül­ke­miz­de, is­tis­ma­ra en açık ki­şi­ler, hep on­lar ol­muş­tur...

Fut­bo­lu "kan da­va­sı" gi­bi, bir çık­ma­zın içi­ne sü­rük­le­yen Bur­sas­por'un, dört göz­le bek­le­di­ği Be­şik­taş kar­şı­laş­ma­la­rı­nın so­nu ne­re­ye gi­de­cek pe­ki?

Mes­lek aş­kı... Cid­di­yet... He­def... De­vam­lı­lık... Ve ka­rar­lı­lık... Bun­la­rın hiç bi­ri­si­nin yan ya­na bu­lun­ma­dı­ğı tek mes­lek, tek­nik di­rek­tör­lük mü­es­se­se­si­dir...

Ger­çek­ten bü­yük ce­sa­ret­ti Mus­ta­fa De­niz­li'nin kad­ro ku­ru­lu­şu... "Be­şik­taş'ta işi bit­ti" de­ni­len Se­ric, sol ta­raf­ta ha­mal­lı­ğa so­yun­du­rul­muş­tu...