Ümit Aktan

Bu Baros, bu takıma ayak uyduramıyor. Gönderip kurtulması lazım G.Saray'ın. Hazır ne güzel herkes kötü oynarken, o kalkıp oradan buradan goller atıyor. G.Saray'ın dün akşamki ayıbı yenilmekken daha öteye büyük bir ayıptır.

Buna en çok hakkı olanlardan biri olduğuma inanarak bunları yazıyorum.

Sabri sol bek... Özer aylardır maç görmeden Almanya'da, Almanya'ya karşı sahada... Altıntop'lar mahallede oynadıklarından bu yana ilk kez önlü arkalı sahada...

- Hocam buyur, ben Oğuz... - Oğuz sana zahmet bir telefon edip bakıver bakalım benim 2 milyon euro yatmış mı?.. Bankamatik eve uzak, dün baktırdım yatmamış. Bi sokak ilerde bi tane daha var o da "out of order" diyo. Boşuna gitmeyeyim. Yattıysa bana bildir.

Durup dururken, işler yolunda değilken ama alınan sonuçlarla işler yoluna girer gibi olurken, aniden oluşan bir acil kaos ortamında Florya'dan kalkan bir otobüsün içinde maç konuşulacak. Emenike denilen insan azmanıyla Gökhan Zan baş başa ne yapabilir, ona konsantre olacaklar...

Wolfgang Amadeus Mozart yazmıştı "Saraydan kız kaçırma" adlı muhteşem operasını ve içine de unutulmaz "Türk Marşı" bölümünü yerleştirmişti.

Salı gecesi Metin Oktay hiç bir futbolcuya nasip olmayacak şekilde anılacak.

Birkaç kendini bilmez" mevsimi açıldı... Artık "birkaç salak yüzünden koca camia yakılır mı?" diye diye mayısı bulacağız.

Final öncesi bindiğim bir taksi şoförü "final ne olur abi" diye söze girdi ve sonra benim cevabımı bile beklemeden bana yorumlarını aktardı. Dedi ki:

Maçtan önce "Kral" girdi sahaya, şöyle bir tribünlere baktı ve sonra Gündüz Kılıç onu çağırdı ve o da son taktik konuşması için soyunma odasına gitti.

Dün gece, dumanın bıraktığı bir kara leke gibi F.Bahçe'nin yakışıklılığını bozdu. Kayserispor ise son derece olgun ve bilinçli hazırlandığı belli olan bir karşılaşmayı sakin, sabırlı ve tedbirli oyunuyla alıp götürmesini bildi.

Makbul başkan, camiasına olmayacak düşler kurduran ve bu düşler gerçekleşmediğinde ise ne yapıp edip, mutlaka camiasının dışından bir suçlu bulabilen başkandır..." Onlardan değildi o gece canlı yayında...

Adam çuvalla para aldı ve bize bir şeyler öğretecek ya. Şimdiye kadar hiçbir hocanın aklına gelmeyecek bir şeyi yaptı ve iç sahada tek forvetle oynadı, o da Tuncay!

İki büyük takımımızda "anamızın ligine" düşüverdiler. Çok yukarılardan uçup birden bire kıç üstü düşüverdiler.

Ben de herkes gibi en rahat yer iki ekranlı bir mekandır diye düşündüm ve iki televizyonun başına kuruldum. Bir ona baktım bir buna.

Gerisini biliyorsunuz. Üçü de yenildi ama ikisinin kredisi kolay kolay bitmeyecek gibi görünürken, birisi kredisini tüketti gibi artık.

Meseleye şu tarafından bakalım. Tabelayı görmezden gelirsek, oynanan oyunda skoru kabullenmemek, topun kaderine isyan etmek, birinin meselesini bütün takımın meselesi yapmak vardı. İsyan vardı.

Maçın başındaki ilk resimle başlayalım.. Servet ile Batdal arası yine 70 metre, ama bu sefer top bizdeyken bu mesafeyi 40 metre civarında oynamaya çalışıyorlar. Bu bir artı ama, rakip kaleye gidebilmişliğimiz yok. Ukrayna takımına baktığımızda Sivas'ın çok daha iyisini görüyoruz. Ancak bu resimde onların gol şansı var, bizim yok. Müşkülat varsa Aykut'a var, G.Saray savunmasına var ama rakibe yok. Oysa burası Ali Sami Yen...

Şampiyonluk için adı geçen, ancak geçen yılı baz aldığımızda her takımın şampiyonluk için adının geçebileceğini kabul etmemiz gereken ligimiz başladı.

Yine Sivas, yine aynı dirençli, süratli ve çok sert bir rakip... Yine öne geçmek, yine maçı ve skoru tutamamak ve üstüne neredeyse beşlik olmak.