Yetenekli Kalemler

''Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni” diye başlayan Çanakkale Türküsü yediden yetmiş hepimizin dilindedir...

İnsanlar doğarlar yaşarlar ve ölürler. Bütün canlılar için bu böyledir. Mademki doğduk bir gün öleceğiz.

Teknolojinin içine gömülen çocuklar ne geleni umursuyor ne gideni. Bütün dünyaları bu cihazlar oluyor.

Bu hafta yani 10 ila 23 Nisan arası internet haftasıdır. Günümüz teknoloji çağı. Şimdiki çocuklar da tamamen teknolojinin kurbanı. Değişen zamanla beraber her şey gibi çocuklar da değişebiliyor.

“Hayat hayaldir” denir, ne anlamlı bir ifadedir... Belki de bizim büyüklüğümüz, hayallerimizin büyüklüğü kadardır.

Bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur.

Daha önce de yazı üzerine bir deneme göndermiştim. Bir deneme daha paylaşmak istedim.

Biz her ne kadar bugün yapay zekânın akıl almaz başarılarına hayretler içinde kalsak da aslında hiçbir yapay zekâ, öncekilerin köşeli sözleri gibi insanı değişik yaş evrelerinde farklı anlamlarla kucaklayamıyor...

Anlayıştan ne kadar da uzaklaşan bir toplum hâline geldik. Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı. Bu konuda örnek çok da şimdi on bir ayın sultanı ramazan içerisindeyiz. Ne zamandır aklımda olan bir konu. Hep erteliyordum yazmayı. Üst üste yaşadığım iki olay üzerine yazmak istedim.

Herkesin kafasında bir yerlere gitmek vardır, “kimi zaman”, “vakti gelince” dediğimiz... Peki herkes neden bu ötelemeleri yapar bilinmez. Herkes gitmek ister. Kimi o şehri beğendiği için, kimi rahat edeceğini sandığı için, kimi uzaklaşmak, kimi yakınlaşmak için...

Artık ramazan ayının son günlerindeyiz... Sayılı gün ne olacak...

Adamın değirmenini sel götürmüştü. Her biri bir ton ağırlığındaki taşları ortada görünmediği hâlde bir kilo bile ağırlığı olmayan “nerede benim çakıldaklarım?” diye dövünüyordu.

Şimdiki çocukların telefon, tablet ve bilgisayar gibi bağımlılıklarının suçlusu, büyükleri olarak bizleriz...

Osmanlı Padişahı Sultan 3. Murat Han'ın sabah namazını kaçırdığı için yazdığı şiir şöyle başlar...

Hazreti Ömer’in torunlarından ve İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı Rabbani hazretleri eşsiz eseri Mektubat’ında devamla şöyle buyurmaktadır:

Bizleri bu mübarek ramazan ayına kavuşturan Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun

Türklük ve Türkçe sevdalısı, üstat, yazar, şair ve mütefekkir Yavuz Bülent Bâkiler’in eserlerini, yazılarını iştiyakla, keyifle okurum.

Bir iki tane derken arkası gelmiyor ve bir gün bağımlı hâle geliyorlar. Sonra da onu bırakmak veya terk etmek zorlaşıyor...

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde şu an için ölümlerin sebepleri arasında en çok kanser ve kalp hastalıkları gelmektedir. Ben de 1-7 Nisan Kanser Haftası olması vesilesiyle bir sağlıkçı olarak kanser konusunu yazmaya karar verdim...

Günümüz insanının birçoğu tarafından ilkel bulunan köylü bulunan o kerpiç evler... Kerpiç evlerde tarif edilememiş adı konulamamış bir sıcaklık vardı...