Muhsin Abay

Ekim 1990'dan iki ay öncesine kadar istikrarlı bir seyir takip eden ham petrol fiyatları bugünlerde tarihî zirveye ulaşmış bulunuyor.

Yaşamakta olduğumuz şiddetli yağışlar tren kazalarını, AB ilişkilerini, Yargıtay MİT restleşmesini, Atina Olimpiyatlarını ve siyaseti geri plâna itti.

Son yağışlar başta İstanbul olmak üzere, yağmur yiyen tüm beldelerimizin şehircilikte ne kadar mesafe aldığını göstermeye yetti. Ne oldu? Yağmur yağdı, küçük derecikler halinde çukur yerleri, dere ağzındaki evlerin bodrum katlarını doldurdu.

Irak'ta şoförlerimizin kaçırılması, Süreyya Ayhan'ın Atina Olimpiyatlarında koşmayacak olması, kendini bilmezlerin teröristler için taziyede bulunmaları gündemi doldurdu.

Biz ülkemizin gidişatını iyi görüyoruz. Yolda çok yokuşlar, engeller, mihnetler, bulunmasına rağmen geleceğe ümitle bakıyoruz. Kimse ufkumuzu karartmaya kalkışmasın. Anadolu'dan, çilekeş insanların arasından yeni geldim.

Avrupa Birliğini oluşturan 25 ülkenin toplam nüfusu 455 milyon ediyor. Bu Çin ve Hindistan'dan sonra, ABD'den önce gelen bir büyüklük. Dünyada her beş kişiden ikisi Çinli veya Hintli. 12 kişiden biri ise Avrupalı.

Avrupa Birliği (AB) ile müzakere sürecinin başlayacağına dair sevindirici işaretler gelmeye devam ediyor. Haziran ayında yapılan seçimlerle yenilenen AB parlamentosu ve komisyon yapısının değişmesi Türkiye'ye bakışı değiştirmedi.

Sayın Erdoğan Paris'te gurbetçilerimizle görüşüp hatır sordu, ellerini sıktı. Bir devlet büyüğü için düşünülebilecek en güzel, kaynaştırıcı ilişkilerden birini yaptı.

Biz Avrupa'yla aralık buluşmasını heyecanla beklerken, Avrupa halkı "Türkiye AB'ye girmeli" diyenlerle, "girmemeli" diyenler arasında ikiye bölünmüş durumda.

Başbakan Erdoğan bugün Fransa yolunda. Üç günlük resmî ziyaretinde Cumhurbaşkanı Chirac, Başbakan Raffarin ve birçok parti başkanı ile görüşecek.

Erdoğan ve Albayrak ailelerinin düğünü münasebetiyle içerden ve dışardan gelen ve kucaklaşan insanlar çok şeyleri düşündürdü.

Dışişleri Bakanlığına alınacak müşavir adaylarına sınavda üç adet dinî sual soruldu diye, bâzıları bir kaşık suda fırtına koparmaya çalıştı.

Çağımızın en çarpıcı paradokslarından biri şüphesiz bir taraftan küreselleşme denilen iktisadî entegrasyon sürüp giderken, buna tam ters yönde siyasî çözülmenin işliyor olmasıdır.

kinci Dünya Savaşı'nın ardından, Sovyetler'in Avrupa ülkelerini istilâ etmesine karşı kurulan NATO, elli yıl süreyle çok başarılı caydırıcı güç oldu.

Sovyet tehdidinin ortadan kalkmasından sonra NATO'nun görevinin bittiğini düşünenler vardı.

NATO tarihinin en önemli toplantılarından biri bugün İstanbul'da yapılıyor. Önemi toplantıya katılacak olan devlet ve hükümet başkanlarından değil, NATO'nun geleceğini belirleyecek konuların konuşulacak olmasından ileri geliyor.

Beyaz adam ve Beyaz Saray kara altını çok seviyor. Yakın zamanda olup bitenlere bu nazarla bakalım.

Dünya 150 yıl önce petrol diye bir şey bilmiyordu. Keşfinden sonra adı "kara altın" oldu.

Önceki yazımızda dünyanın başını ağrıtan terörün küreselleşmesinden söz etmiştik. Artık yerküresinin hiçbir köşesi güvenli değil.

Tarihin seyrini kadife kumaş üzerinde dümdüz yuvarlanan bilardo topunun gidişine benzeten yazarlar var.